"Kötü olaylardan sonra hiçbir şey hissetmeme sebebimin çok güçlü olmam olmadığını, yüksek dozlu acılarda beynimin bir savunma mekanizması olarak duygularımı dondurduğunu öğrendim."
Nasıl anlatsam nerden başlasam bilmiyorum ama her hikaye, anlatım o kadar güzeldi ki merakla ne olacak diye diğer sayfaları düşündürdü bana her an . Şermin hanımın her kitabını çok sevdim bu da bambaşkaydı gözlerim dolarak okudum her hikayeyi .
Daha başından okumasam mı diye beni düşündürdü. Biraz daha ilerlemek istedim ama fikrim değişmedi. Çocukların gözünden savaşların anlatıldığı çok daha iyi eserler okudum. Hayal kırıklığı oldu benim için.
Kitap HırsızıMarkus Zusak · Martı Yayınları · 202112,5bin okunma
Bin Muhteşem Güneş;
Benim için kocaman bir duygusal yolculuk.
Afganistan'ın tozlu sokaklarında, karmaşık tarihinde, aşk dostluk ve acı dolu bir yolculuk...
Yer yer hüzünlendirdi, bir taraftanda insanın içinde ki gücün ne kadar büyük olduğunu düşündürdü.Okurken gözyaşlarımı tutamadığım yerler de oldu ancak, kitapta bulduğum derinlik ruhumu besledi ve kendimi sorgulamama sebep oldu diyebilirim.
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,4bin okunma
Bu kitabı okuduktan sonra tüm insanlara "Müslüman olanlar" ve "Müslüman olmaya adaylar" olarak bakmaya başladım. Allah kime neyi nasip eder hiç bilinmez. Kimi uyuşturucu işindeyken, kimi ünlü bir müzisyenken, kimi misyonerken tanışmış İslamiyet'le. Şimdi anlıyorum alim zatların neden bugünkü haline güvenmeyip "son nefeste iman" istemelerini...
Buradaki hidayet hikayelerinden çok etkilendim. Kimi zaman da gözyaşlarıma engel olamadım. Bir yürek İslamiyet'le tanışır da nasıl pamuk gibi olmaz, nasıl ılık ılık merhamet dolmaz içine?
Şunu düşündürdü bu kitap bana, sonradan Müslüman olan kişiler İslamiyetin içine doğanlardan daha güzel, daha doğru yaşıyorlar bu kutsallığı. Anlıyoruz ki ruhumuz aç ve sadece İslamiyet ile doyacak, sadece Allah'ı anmak ile huzur bulacağız. Bunu tüm dinleri görmüş insanların hikayelerinden okuyup iman tazelemek ne güzel!
Tabiat dörtlemesinin ikinci kitabı TOPRAK’a yapıyorum ikinci incelememi.
İlk kitap SU’yu okurkenki hayranlığım hala gözümün önünde, kitabı alırken bu kadar beğeneceğimi hiç düşünmemiştim…
Gelgelelim TOPRAK’a. Buket Uzuner “TOPRAK’ı, SU’yu yazarken yaşadığım gibi akıcı ve keyifli bir dönemde yazamadım.” diyor ‘Teşekkür ve Bilgi’ bölümünde. Bu
“Ben, bütün yüzlerdeki acıyı ve dehşeti olduğu gibi veririm. Benim resim anlayışım oydu. Bir Ankara sergimde, iç hastalıkları profesörü bir hanım dostum var, benden hep resim alır. Sergimize geldi. Ve her sergiden muhakkak ufak ya da büyük bir portre alır. O gün sergiye geldiğinde almadı. Cumhuriyet Gazetesi’nde yazıyorum o zamanlar. Bana ‘Sen, bugün kendi gazeteni okudun mu?’ diye sordu. ‘Okudum’ dedim. O günkü Cumhuriyetin manşeti, ‘Bugün 19 Ölü’. Gençler vuruşmuş, 19 genç hayatını kaybetmiş. ‘Yaaa. Ben, bu gençlere onların acılarına yanarken, düşünebiliyor musun 19 genç can gitmiş, bir de para vereceğim, bu acı suratları alacağım, bu acıları duvarıma asacağım. Ne hakkın var buna’ dedi. Onun bu söyledikleri beni çok düşündürdü. Ve ben kadınlarımı güzelleştirdim. Ama o yüzdeki hüznü getirdim, gözlerine koydum. Hala o minval üzerinden devam ediyorum.”
Bir kadının müslümanlığı seçiş hikayesi...
Jenny kendi araştırmaları ve çevresinden aldığı yardımlarla doğru - yanlışları öğrenmiş ve birçok müslümandan daha Müslümanlığa uygun yaşam şeklini seçmiştir.
Ailen , çevren bambaşka doğrulara inanırken bu kararı almak hayatına uygulamak oldukça zor. Cesaretinden ötürü yazarı yürekten kutluyorum. Tabiki aşkın da bu cesareti göze alma konusunda etkisi var. :)
Güzel bir yönlendirme kitabıydı. Biz ne kadar dinimizi yaşıyoruz sorusu beni oldukça düşündürdü.
İslam’ın RengiJenny Molendyk Divleli · Cezve Kitap · 2023265 okunma
Serdar Tuncer
Kitabı okurken bu kısım uzun uzun düşündürdü beni. Derin kuyulara itiyor insanı. Hayat muhasebeniz bir an da gözünüzün önünden bir fragman olarak geçip gidiyor.