“İnsanları düşünmeye sevk etmenin” rahatsız edici bir bedeli vardı.
Sayfa 565 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Anlamlandıramadığım şeyler beni hep gerer. Gizemli şeyler insanı düşünmeye sevk eder, sonunda da sağlığından eder.
Reklam
Dadacılar ve Gerçeküstücüler, tek başına biçimsel yeniliğin sanat için bir temel sağladığı düşüncesinden -ki ister istemez Kübizme içkin bir düşüncedir- son derece rahatsız olmuşlardı. Her ne kadar Kübizm sanatının amacı izleyenlerini şoke etmek ya da kafalarını karıştırarak gerçeklikle olan ilişkilerini yeniden düşünmeye sevk etmek olmuşsa da, nihayetinde 'özerk' bir sanattı - sanat için sanat.
Kapitalizmin en büyük zaafı; insanı unutması ve insana kendi bütünlüğünü unutturmasıdır. İnsanı unutan, insana kendi bütünlüğünü unutturan bu yapıya dikkat etmek mecburiyetindeyiz. İnsanın ve hayatın bütünlüğünü esas alan ve İslam'ın bütünlüğünden doğan hayat tarzını tanıtabilen emeklere ihtiyaç var. Bizi düşünmeye ve muhasebeye sevk eden örneklere...
Sayfa 200 - Tahlil YayınlarıKitabı okudu
Sonrasında bana anlatınca öğrendim: Kuşların ötüşünün tamamen ışıktan kaynaklandığını hayal eder, sıcaklığın yanaklarını ve ellerini okşadığını hissedermiş. Bunun üzerine kafa yormamış bile. Nasıl su ateşin yanında kaynamaya koyuluyorsa ona göre sıcak havanın şakıması da gayet doğalmış. İşin aslı, onunla ilgilenmeye başladığım güne kadar hiçbir
“En fazla şeyi cevap veremediğimiz sorulardan öğreniriz. Bunlar bizi düşünmeye sevk eder. Bir insana tüm cevapları verirsen elde ettiği tek şey bazı hakikatler olur. Ama ona iyi bir soru verirsen kendi cevaplarını kendi arar.”
Sayfa 645Kitabı okudu
Reklam
En fazla şeyi cevap veremediğimiz sorulardan öğreniriz. Bunlar bizi düşünmeye sevk eder. Bir insana tüm cevapları verirsen elde edeceği tek şey bazı hakikatler olur. Ama ona bir soru verirsen kendi cevaplarını kendi arar.
Sayfa 645Kitabı okudu
... Bir zamanlar anne babanın eğittiği çocukları, şimdi makinalar eğitiyor, tahakküm altına alıyorlar. Makinaların eğittiği çocuklar, ahlâk, din, metafizik konularından uzaklaştıkça uzaklaştılar. Makineleşen nesillerde sevgi, sadakat ve yardımlaşma kalmadı. Ortaya problemli çocuklar çıkınca bu durum bazı anneleri düşünmeye sevk etti. Problemin altından kalkamayan aileler ise çocuk sayısını bire yada ikiye indirmeye çalıştılar. Çünkü birçok anne-baba, çocuk sahibi olmak, onu yaratılış gayesine göre yetiştirmek, vatanına, milletine faydalı kılmak için dünyaya getirmiyor. Günümüz insanları neden anne-baba oluyorlar, biliyor musunuz? 1) Çevrenin "çocuğu yok" ithamına maruz kalmamak için. 2) Yaşlandıkları zaman yanlız kalmamak için. 3) Çocukken gerçekleştiremedikleri hayalleri çocuklarında gerçekleştirmek için. 4) Garanti belgesi olduğu için.
Fikir hatalı olsa bile herkes düşünmeye, konuşmaya ve tartışmaya davet edilir, çünkü bu bizi daha iyi fikirlerin üretimine sevk eden bir argüman ortaya çıkarır. Bu nedenle, hatalı düşünceleri bile bastırmamalıyız, çünkü onlar iyi fikirler üretecekler, zihinlerimizi ve beyin hücrelerimizi düşünmeye teşvik edeceklerdir
Her fikir gelecek için yeni bir tez sunabilir. Fikir hatalı olsa bile herkes düşünmeye, konuşmaya ve tartışmaya davet edilir, çünkü bu bizi daha iyi fikirlerin üretimine sevk eden bir argüman ortaya çıkarır.
Reklam
Çöl ve deniz hemen hemen aynı şeylerdi: Her ikisinde de aynı büyüklük, aynı ağırbaşlı sessizlik veya aynı heybetli ve derin bağırmalar... Ve denizde de, küçük, minimini, sinirlendirici teferruat yoktu. İnsan orada yalnız renkten renge giren su damlaları ve devlere benzeyen bir mahlukun yavruları gibi birbirleriyle oynaşan hoyrat dalgalar görebilirdi... Sonra bitmez tükenmez bir genişlikle karanlık ve sıkı bir derinlik... Ve bütün bunlar onu manasız bir tecessüse değil, düşünmeye sevk ederlerdi. Ve sonra buz sahraları...
BUZDOLABI VE GARANTİ BELGESİ Evindeki buzdolabının bile üç yıllık garanti belgesi varken, elinde kendi yaşamına dair bir saatlik garanti belgesinin bile olmaması, seni bazı meseleleri düşünmeye sevk etmiyor mu? Tefekkürü olmayan insanın beyni, üretimi durmuş olan bir fabrikaya benzer ki, çoktan iflas bayrağını göndere çekmiştir...
Kanadalı iki sosyal bilimlik bilimci 1978 yılında dört beş yaşlarındaki bir grup çocuğu iki gruba ayırmıştı. İlk gruba hiç reklam gösterilmemişti. İkinci gruba ise belli bir oyuncak için hazırlanmış iki reklam gösterilmişti. Sonra bu çocuklara bir seçim şansı sunulmuştu. Şöyle demişti: şimdi şu iki oğlan çocuğundan hangisiyle oynayacağınızı seçmeniz gerekiyor. Reklamlardaki oyuncağa sahip olan çocukla oynayabilirsiniz ama haberiniz olsun pek bir çocuk değil bu. Huysuz. Diğer çocuğun oyuncağı yok, ama çok iyi bir çocuk. Oyuncak reklamını görmüş çocukların çoğu oyuncağı olan kötü çocukla oynamayı tercih etmişti. Reklamı görmemiş olanların çoğu ise oyuncağı olmayan iyi çocukla oynamayı tercih etmişti. Başka bir değişle, reklamlar yüzünden daha iyi bir insani bağ yerine daha kötüsünü seçmişlerdi, asıl önemli olanın bir plastik parçası olduğunu düşünmeye sevk edilmiş oldukları için. İki yalnızca iki reklam buna yol açmıştı. Günümüzde herkes sıradan bir sabah vakti bundan çok daha fazla reklam mesajı görüyor.
İnsanlarımızı önce düşünmeye, doğru düşünmeye sevk etmek lazım. Konuştukları dili düşünsünler, kullandıkları kelimeleri düşünsünler ve her şeyden önce de bir bilimsel araştırma yaparken ne yaptıklarını, ne yapmak istediklerini, nereye varmak istediklerini düşünsünler. Zannediyorlar ki, kendilerine lâzım olan şey, karşılarına çıkan matematik denklemleri çözmek, eğrileri çizmek ve buldukları sonuçları hemen Almanca'ya, İngilizce'ye çevirerek yabancı dergilere göndermek ve başkalarının kitaplarında bu makalelerden bahsedilmesini temin etmek. Peki bütün bunları neden yapıyorsunuz?
Sayfa 176Kitabı okudu
Önemli Bulduğum Bazı Kavramlar (Bilmek Ve Olmak adlı kitabımdan alıntıdır) Bir insanın kendini geliştirmesi ve gerçekleştirmesi için bazı kavramları ve olguları bilmesini zorunlu görüyorum. Bunlardan bazılarını aşağıda açıklıyorum. Özbilinç: özbilinç en genel anlamıyla kişinin kendi duygu düşünce ve davranışlarından haberdar olma halidir.
1,132 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.