Başımızı alıp gidiyoruz ama ne ile gideceğimizi hiç düşünmüyoruz. Benim yirmi, otuz lira param var. Tabiidir ki onları çocuklarabırakacağım. Fakat gittiğimiz yerlerde ne yapacağım
Dün geceden sonra bile ‘hayalet’ kelimesini söylerken kendimizi tutamayıp hafifçe gülümsüyoruz. Hayır, doğaüstü olayların tehlikesi çağdaş zihinlerin en zayıf olduğu noktadan saldırmalarıdır; o yerde koruyucu batıl inanç zırhımızı çıkarmış, başka bir korunma yöntemi de benimsememiş oluruz. Hiçbirimiz dün gece bahçede koşan şeyin bir hayalet olduğunu mantıksal olarak düşünmüyoruz, ama dün gece Tepedeki Ev’ de bir şeyler olup bittiği kesin ve zihnin içgüdüsel sığınağı -yani kendinden şüphe etmek- eleniyor. ‘Hayal gücümün ürünüydü, ‘diyemiyoruz, çünkü üç kişi daha oradaydı.
'Bazen çok eğlendiğimiz anlar oluyor, sadece o an için başka hiçbir şey düşünmüyoruz ama sonra aniden hatırlıyoruz... Ve aniden hatırlamak bence sürekli düşünmekten çok daha kötü.'