“Duygusuzluk ve insafsızlığı kendinizde birleştirebildiğiniz günden beri rahat yaşıyorsunuz sanırım. Fakat onu başaramayanlar ne yapsın?”
Sis YayıncılıkKitabı okudu
“O an içimdeki bu donuklaşma sürecinin ne kadar ilerlemiş olduğunu birden görüverdim - hiçbir yere tutunmadan, hiçbir yere köklenmeden, akan suyun üzerinde kayar gibi yaşıyordum ve bu soğuklukta ölü, cesedimsi bir yan olduğunu gayet iyi biliyordum; gerçi henüz çürümenin kötü kokan soluğu hissedilmiyordu, ama umarsız bir donukluk, acımasız, soğuk bir duygusuzluk yerleşmiş, yani bedensel anlamda gerçek ölümün ve çürümenin dışarıdan da görüldüğü aşamanın eşiğine gelmiştim.”
Reklam
Karanlık geceleri harcama sevdalarına, Bırak biraz da başkalarının olsun duygululuk.
"İçinde bir şeyler kırılmıştı sanki. Artık acı ya da zevk hissetme duygusu yok olmuştu. Tamamen duygusuzdu."
Bir bakıma duygusuzluk içindeyiz.
Bizim üzerinde durduğumuz boşluk hissi kaynağını bireyin yaşamıyla ilgili hiçbir şey yapamayacak kadar kendisini güçsüz bulmasından alır. Ruhsal boşluk dediğimiz şey bir birikimin sonucudur. Birey kendine karşı şartlanır; kendi geleceğini yönlendiremeyeceğine inanır öncelikle. Ne başkalarının davranışları, ne etrafındaki dünya ne de kendi hayatı kontrolü dahilindedir onun kafasında. Yani boşluk, bir anlamda, şartlanma birikimlerinden elimize kalandır. En sonunda isteklerinin ve arzularının önemi kalmaz ve her şeyden bir anda vazgeçer. Kayıtsızlık ve duygusuzluk aslında endişelere karşı oluşturulmuş bir savunma mekanizmasıdır.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.