İç imgeyle dışa yansıtılan imge, maske arasında derin bir uçurum açılmıştır. Ayrım büyüdükçe toplum düşüne ayak uydurmak o kadar güçleşir, kendisini de o kadar az sever.
Kişisel mitolojiimiz kahramanlar ve kötü insanlar, melek ve şeytanlar, Krallar ve halklarıyla dolu. Kendimiz için yarattığımız pek çok kişiliği de içine alan bütün bir kalabalık yaratıyoruz. Sonra da belli durumlarda takınacağımız maskeyi kusursuz bir hale getiriyoruz. Rolümüzü sahneleyip oynamanın, olduğumuza inandığımız şeyi canlandırmanın ustaları haline geliyoruz. Başkalarıyla karşılaştığımız da hemen kafamızda ait oldukları sınıflara yerleştiriyor, yaşamlarımız da bir rol veriyoruz onlara. Kim olduklarına inandığımıza göre bir imge yaratıyoruz onlar için. Çevremizdeki her şey ve kişi için aynı şeyi yapıyoruz.