“Babanla birlikteyken farklı gülüyorsun” diyor kocam bana, “söyledikleri ‘komik’ olmadığında bile”. Taklit ettiği o tiz kahkahaları biliyorum, babamın söylediklerinden çok onunla birlikte olmanın yarattığı kahkahalar olduklarını da. Bir daha asla aynı şekilde atamayacağımı bildiğim kahkahalar. “Asla” kelimesi kalıcı hale gelmişti. “Asla” haksız yere verilmiş bir ceza gibi hissettiriyor. Hayatımın sonuna kadar artık orada olmayan şeyler için ellerimi uzatarak yaşayacağım.
The peer pressure works because we believe that the majority or the experts might know more than we do. Peer pressure works not because the majority or the experts are always right, but because we fear that we may be wrong.
Günün sonunda, ister geçmişe dönmüş olun ister geleceğe gidin, şimdiki zaman değişmiyor. Bu da akıllara şu soruyu getiriyor: O halde o sandalyenin ne anlamı var ?
Ama Kazu insanların karşılaştığı zorluklar ne olursa olsun her zaman üstesinden gelecek güce sahip olduklarına inanmaya devam ediyordu. Sadece cesaret gerekiyordu. Eğer sandalye ile bir kişinin bile kalbini değiştirebiliyorsa o halde kesinlikle bir anlamı vardı. Yine de zamanda yolculuk etmek isteyenlere soğuk ifadesiyle sadece şöyle diyordu: “Kahve soğumadan önce iç.”