240 syf.
·
Not rated
Öncelikle bu benim ilk incelemem olacak:) bu anlamda biraz belirsizlik mi diyeyim ya da heyecan mı bilemedim biraz farklı duygular içerisinde yazıyorum. Ama ilk incelemem bu kitap için olmalı zira buna inceleme yazabilirsem eğer birçok kitaba kolaylıkla inceleme yazabilecegimi düşünüyorum:) çünkü kitap olay örgüleri kisiler yer zaman vs konusunda o kadar kafamı karıştırdı ki kafamda net bir tablo oluşturabilmek zor oldu biraz. Daha önce ihsan oktay anarin kitaplarını okudum ve aslında biraz da beklediğim bir şeydi bu. Ama diger okuduğum kitaplarına nazaran kullanılan dil biraz daha ağır olduğundan herhalde kitapla ilgili net fikir oluşturamamda bu da etkili oldu. Çok fazla farklı kelime var arapça, Farsça vs . Bunları araştırmak bazen eğlenceli olsa da bir zamanda sonra sonu gelecek gibi olmayınca can sıkıntısına dönüşmeye başladı. "Şerare" kelimesi hoşuma gitti. İyi ki ogrendim dediğim bir kelime oldu. Yani anlaşılacağı üzere yeni kelimeler kesfedebilmek adına fayda sağlayıcı bir kitap. Bi ara sadece Google ile senkron şekilde kitabı okuyorduk. Bu durum çoğunlukla ilk bölüm için geçerli. Kitabın geneline yayılmış güzel espiriler var ben okurken kahkaha attığım yerler oldu. Eleştirel tarafları da mevcut onu da yoğun bir şekilde hissettiriyor. Genel olarak şunu söyleyebilirim kitap sonlara yaklaştıkça olayları bütüne kavuşturma çabasını hissettirmeye başlıyor ve bu da biraz heyecan katıyor olaya( ben tamamen butunlestiremedim o ayrı konu ) . Arada guldurmesiyle farklı zamanlara ithaf etmesiyle gayet güzel zaman geçirmiş olduğum bir kitap oldu.
Yedinci Gün
Yedinci Günİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 20163,749 okunma
Ne korku, ne arayış, ne aşk bizi şaşırtıyor. Bu duygular, gönlümüzde çoktan dinmiş fırtınalar gibi.
Sayfa 201 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Biz askeriz, hayatta olmamız önem taşımaz , yakılacak mermiyiz.
Sayfa 108Kitabı okudu
Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazan o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve safadan, lezzet ve şehvetten bir alem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı.
"Ne korku ne arayış ne de aşk bizi şaşırtıyor. Bu duygular, gönlümüzde çoktan dinmiş fırtınalar gibi."
238 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 34 hours
Düşünüyorum, Düşlerin İçindeki Karanlığı.
İhsan Oktay Anar
İhsan Oktay Anar
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlası
Müphemin, karanlığın, keşmekeşin, karamsarlığın, kötülüğün ve ahlaksızlığın kol gezdiği bir evrende geçen harika bir eser. Felsefî içeriğin çeşitli anlatılarla harmanlanmış olması ve bu anlatıların ana konuya aniden bağlanması hoşa giden ilginç duygular hissettiriyor. Düş mü yoksa gerçeğim kendisi mi ?
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048.2k okunma
Reklam
Ölüm hikâyesini bitirdikten sonra Cezzar Dede şunları söyledi: – Oyunumuza nasıl başladığımızı hatırlıyorum: Önce birer korku hikâyesi anlatmıştık. Ancak, korku ruhumuzda pek yer etmediği için daha sonra birer dinî konu seçtik. Şimdi ise aşk hikâyelerimizi anlatıp bitirmiş bulunuyoruz. Anlamadığım şu: Biz buraya nasıl geldik? Bunun üzerine Ölüm,
Sayfa 202
238 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 days
KIZIL GONCALAR MI KIZIL LONCALAR MI?
Hani siz çocuğunuz kötü bir laf ettiğinde onun ağzına acı biber sürersiniz sonra hiç kötü laf konuşmaz. O çocuk kötü laf konuşma güdüsünü yenmemiştir sadece acı biber korkusundan konuşamaz. Sizin olmadığınız yerde hemen ağzından kaçırır ya da isteyerek konuşur. Bizim ülkedeki müslümanlar da günah işlemiyorsa günah işlememe güdülerinden dolayı
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048.2k okunma
Sana karşı hissettiklerimi anlatmama imkan yok. Bir duygu anlaşılmıyorsa duygu değildir zaten.
Reklam
Ama ben, bugüne kadar kazanm için oynamadım hiç. Oyunun bana verdiği zevk ile yetindim Yorumum: Belki de bir çok fiilimizdeki eksik bu zevk almak. İnsan yaptığı işten , yürümesinden, kitap okumasından , gayesinden ve hatta iman ve ibadetinden zevk almalı ve lezzet duymalı. Bunlar olmayınca ya her şey sönük kalıyor ya soğuk oluyor ya da duygusuz oluyor. Zevk ve lezzet kısmı her cihette önemli
Sen benim zihnimde bir düş, düşüncesin. Bana şu anda dokunuyorsun. Ama ben sana dokunamıyorum. Çünkü düşlere dokunmak mümkün olabilir mi?
Sayfa 127Kitabı okudu
280 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.