Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Duyguların Rengini Bilmek
Bütün duygular üç ana duygumuz olan korku ,sevgi ve güvenin kendi aralarında karışımından ortaya çıkar. Mesela korku ile sevgi birleştiği kaman itaat, korku ile öfke birleştiği zaman saldırganlık, korku ile üzüntü birleştiği zaman kaçınma oluşur.
İnsanın varlık amacı, doğru yaşayıp mutlu olmaktır. İyi yaşamak için nelerin doğru, nelerin yanlış olduğu bilinmelidir.
Reklam
Ve dünya büzüldü, son sibernetik devrimin yarattığı teknolojiyle her gün biraz daha gözler önüne serilen sonsuz olasılıklarla birlikte küçüldü, küçüldü. Kendi küçük dünyasında, en temel ihtiyaçlarından yoksun bırakılan, sevgisizliğe, nefrete itilen küçücük insan, kendisi olmanın verdiği umutsuzlukla, orada, bir yerlerde onu bekleyen sonsuz seçeneklerin var olduğu duygusuyla, olmadığı bir şey olmaya, "îdeal" olmaya karar verdi. Gündelik yaşamın ezici zorunluluklarından kurtulup, sonsuz, güçlere ulaşmak için, Faust gibi, şeytanla anlaşma yaptı. Benliğini sürgüne gönderdi. Ruhunu sattı. Kendine yabancılaştı. Kendini, benliğini, doğallığını, özünü kaybetti. Kendi yarattığı mekanik, robotsu dünyanın mekanik bir parçası oldu. Oysa, içinde sonsuz güzellikler barındıran bir evren vardı. Bir "gerçek özü" vardı. "Gelişmek, çiçeklenmek isteyen, ister sevinç, özlem, sevgi olsun, ister öfke, korku, mutsuzluk olsun, duyguların kendiliğindenliğini besleyen, kendi duygu ve düşüncelerinden hoşnut kalan ya da karşı çıkan, benimseyen ya da yadsıyan, evet ya da hayır diyen kendiliğindenlik tepkileri üreten ve böylece yaratıcı, kendisiyle ve dünyayla barışık, kendi sorumluluğunu üstlenen bir birey olmasını sağlayabilecek olan gerçek özü" vardı.
Kitlelere has özellikler arasında düşüncesizlik, asabiyet, akıl yürütmekteki yetersizlik, muhakeme ve eleştiri yeteneklerinde noksanlık, duyguların abartılması gibi daha pek çok özelliğe; kadınlar, vahşiler, çocuklar gibi evrimin düşük düzeyli formuna ait varlıklarında da rastlandığını göreceğiz.
Kitlelere has özellikler arasında düşüncesizlik, asabiyet, akıl yürütmedeki yetersizlik, muhakeme ve eleştiri yeteneklerinde noksanlık, duyguların abartılması gibi daha pek çok özelliğe kadınlar, vahşiler, çocuklar gibi evrimin düşük düzeyli formuna ait varlıklarından da rastlandığını göreceğiz.
Bizim kültürümüzde ilim ve irfan birbirinden ayırt edilmiştir. İlim sahibi olup, irfan sahibi olmayanlar, sırtına kitap yüklemiş ama adam olamamış kişiler olarak tanımlanır. Çok bilgili, ancak sosyal ve duygusal becerileri zayıf olan bu kişiler sevilmez ve çoğunlukla yalnız kalırlar. Başarısız olduklarında çevrelerinde kimseyi bulamazlar.
Reklam
İğrenme
Diğerini kıyanayıcı duyguların bir diğeri de iğrenmedir. İğrenme duygusu, uzun yıllardan beri çok farklı şekillerde tanımlanmıştır.
DUYGULARIN AHLAKİ İŞLEYİŞ ROLÜ
Batı felsefesinde bütün kuramcılar duyguların ahlak psikolojisinde önemli bir yer olduğu konusunda hemfikirlerdir. Bu uzlayışa rağmen duyguların ahlaki biliş ve davranış üzerine nasıl bir rol oynadığına dair açıklamalarda farklılaşmalar vardır.
DIŞA DÖNÜK TİP: Bireyin hayatına nesnel düşünceler hakimdir. İÇE DÖNÜK DÜŞÜNEN TİP: Düşüncelerini ifade etmez, duygusal yönleri ise körelmiş izlenimi verir, sosyal ilişkiler sınırlıdır. DIŞA DÖNÜK DUYGUSAL TİP: Duyguların düşüncelere egemen olduğu bu tip durumlara göre değişkenlik göstermektedir. İÇE DÖNÜK DUYGUSAL TİP: Duygularını bastıran ve çevresinden saklayan insanlardır. DIŞA DÖNÜK DUYUSAL TİP: Gerçeklik düzeyleri oldukça yüksektir. İÇE DÖNÜK DUYUSAL TİP: Dış dünyadan uzak durmayı yeğleyen bu tipler kendi iç dünyalarında yaşarlar ve diğer insanlar ilgisi çekmez. DIŞA DÖNÜK SEZGİSEL TİP: Dengesiz, tutarsız ve kararsız tiplerdir. İÇE DÖNÜK SEZGİSEL TİP: Bu tipteki insanlar, çevresindekiler tarafından gizemli ve anlaşılması güç olarak algılanırlar.
Sevgi öyle bir duygudur ki, insan sevilene doğru göç eder.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.