İnançların ölümüne, dinlerin toza toprağa karışmasına tanıklık eden, bilimlerin alacakaranlığa gömüldüğü bu devirde, duyumlarımız elimizde kalan yegâne gerçekliktir. Aklımızı kurcalayan tek sıkıntı, bizi tatmin edebilen biricik bilim, duyumlar bilimidir.
İçimizin donanımına özen göstermek – varlığımıza bir anlam katmanın üstün ve akılcı bir yolu varsa, o da budur bence. Hayatımı muhteşem dibalarla kaplı bir ruhta yaşayabilmiş olsaydım, şikâyet edeceğim dertlerim olmazdı.
Duyumcu, akılcı ve mistik medeniyetler ve ögretilerin, vahiy medeniyetinin temel ilke ve prensipleriyle olan çelişkilerine dikkat çekmeye gerek duymuyorum; zira bu çelişki, detaylarında olduğu kadar, temel ilkelerinde de vardır. Bu durum, Arap topraklarında yetişen hurma fidani ile Hindistan'da yetişen hurma (temr hindi) fidanı arasında, hem
Çileciliğin kaçınılmaz sonucu olarak insanda, bedenine ve onun ihtiyaçlarına karşı patolojik bir ilgisizlik, duyarsızlık oluşur; daha da ötesi, uzun yıllar kafeste kalan bir kuşun kafesine duyduğu nefret gibi, bir nefret hali gelişir.
Böyle bir kişi, dünyayı bir eziyet yeri, hayatı anlam sız ve ağır bir yük, dünyevi tüm ilişkileri esaret ilişki i
Bencil ve materyalist düşünce tarzı Batı yaşamının tüm alanlarında görülür. Ekonomi alanında kapitalizm, politik alanda emperyalizm ve sömürgecilik olarak karşımıza çıkar. Düşünce alanında ise iki karşıt yöntemden materyalizme daha yakın olanını, örneğin din birliği çerçevesinde evrensel bir birlik gerçekleştirmek mümkün iken, ırk, ulus ya da vatana dayalı bir birliğin kurulmasını tercih eder. Avrupa az önce sözünü ettiğimiz temele oranla duyumsal olana daha yakın durduğundan, evrensel birlik yerine dar milliyetçiliği, hümanist birlik yerine vatana dayalı sınırlı bir coğrafi milliyetçiliği tercih etmiş ve yeryüzünü tek bir vatan olarak değerlendirme görüşünü benimsememiştir. Avrupa'nın dine bağlılığı zayıflayıp, duyumcu ve materyalist eğilimleri arttıkça, milliyet çilik ve vatanseverlik ya da bölgecilik eğilimleri aynı oranda güçlenmiştir. Bu durum terazinin iki kefesine benzer; ağır basan taraf öbürünü yukarıya kaldırır.
İlk bakışta bilimsel ve rasyonel olarak görünen uygarlıkların, tarafsız bir eleştiri ve önyargısız bir teste tabi tutulduklarında, aslında materyalist bir öze sahip oldukları görülür.
Dünya uygarlıkları arasında en aldatıcı ve en sinsi uygarlık, çağdaş Batı uygarlığıdır. Güçlü illüzyonist propagandaları sayesinde kendisini insanlık tarihinin en