Farabi'ye göre, İslam'ın çeşitli anlaşılma biçimleri veya anlaşılma seviyeleri mevcut olabilir ve nitekim de mevcuttur. Bu seviyelerden biri, onu üzerinde hiçbir ciddi zihinsel, akılsal işlemde bulunmadan gelenekçilerin savundukları gibi, harfi harfine almak ve anlamaktır. Bu, sokaktaki insanın, sıradan insanın, Platon'un sözleriyle "gözüyle göremediği, eliyle tutamadığı şeyleri anlamakta güçlük çeken" insanın, duyularından akla, sezgiye yükselmemiş ve yükselemeyecek olan insanın anlama biçimi ve seviyesidir. Ancak bunun üzerinde özel bir gruba, seçkinlere, akıl ve sezgi sahibi insanlara, duyumcu-maddeci, değil, akılcı-ruhçu insanlara tahsis edilmiş olan özel bir anlaşılma biçimi ve seviyesi vardır ki, bu, filozofların, bilginlerin anlama biçimi ve seviyesidir. İşte Farabi'ye göre felsefe, o halde, İslam'ın en üstün, en doğru, en mükemmel anlama biçimi ve seviyesidir.