Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Duyumcu” H.K.
İnançların ölümüne, dinlerin toza toprağa karışmasına tanıklık eden, bilimlerin alacakaranlığa gömüldüğü bu devirde, duyumlarımız elimizde kalan yegâne gerçekliktir. Aklımızı kurcalayan tek sıkıntı, bizi tatmin edebilen biricik bilim, duyumlar bilimidir. İçimizin donanımına özen göstermek – varlığımıza bir anlam katmanın üstün ve akılcı bir yolu varsa, o da budur bence. Hayatımı muhteşem dibalarla kaplı bir ruhta yaşayabilmiş olsaydım, şikâyet edeceğim dertlerim olmazdı.
Sayfa 639Kitabı okudu
AGNOSTİSİZM-LÂEDRİYE
Lâedriye: Şüphecilik, bilinemezcilik. Agnostisizm... Nesnelerin kendilerinin hiçbir zaman bilinemeyeceğini ileri süren felsefe akımı. "Agnostisizm" tâbiri, ilk defa İngiliz filozof
Aldous Huxley
Aldous Huxley
tarafından kullanılmıştır ve daha sonra geriye götürülerek bütün bilinemezci görüşleri kapsamıştır. Eski Yunanda duyumcu sofistlere göre, bilgi, duyuların neticesidir ve bunun dışında hiçbir bilgiye erişilemez. Her insanın duyusu kendine göre olduğundan, zorunlu olarak bilgisi de kendine mahsustur ve herkes için geçerli bir bilgi olamaz..."
Salih Mirzabeyoğlu
Salih Mirzabeyoğlu
,
Sefine
Sefine
sahife 264. 6.Levha -Şuur ve Tecrübe- Agnostisizm-Lâedriye, İBDA Yayınları
Reklam
Modern çağda Batılı adamın ufkunu kaplamış olan duyumcu ve tecrübî epistemoloji,gerçekliği, dışsal hislerle algılanan dünyaya indirgemiştir.
126 syf.
·
Puan vermedi
Üstad Nedvi kitabı 6 bölüme ayırmış; 1.Bölüm- Din ve Medeniyet konusunu ele alıp buna felsefeyi de ekleyerek ortak nokta da sorunları tespit etmiş. 2.Bölüm- Bilgi kaynaklarını değerlendirmiş; duyular, akıl, felsefe, işrakiliğe de değinip kısaca anlatmış. 3.Bölüm- Üç Tür Medeniyeti yani 1, Duyumcu 2, Akılcı 3,İşraki (mistik) Medeniyetleri tanımlamış 4.Bölüm- Kitabın ilk kısmında sorularan soruları farklı bir yol ile cevaplandırmış. Peygamberliği, özelliklerini, doğasını ve gerekliliğini anlatmış. 5.Bölüm- Peygamberliğinin mesajını vermiş. 6.Bölüm- Peygamberlerin mesajlarını, üstünlüklerini, islami yaşantılarını ve örneklerini anlatmış. Kısacası yazar, insanın manevi, fiziksel, bireysel, toplumsal, iktisadi ve politik hayatın tüm alanları ile uyumlu bir denge kurabilen değerleri anlaşılır bir dil ile ifade etmiştir.
Din ve Medeniyet Üzerine
Din ve Medeniyet ÜzerineEbu’l Hasan Nedvi · Mahya Yayınları · 025 okunma
Peygamberlerin Mesajlarının Üstünlüğünü
Duyumcu, akılcı ve mistik medeniyetler ve ögretilerin, vahiy medeniyetinin temel ilke ve prensipleriyle olan çelişkilerine dikkat çekmeye gerek duymuyorum; zira bu çelişki, detaylarında olduğu kadar, temel ilkelerinde de vardır. Bu durum, Arap topraklarında yetişen hurma fidani ile Hindistan'da yetişen hurma (temr hindi) fidanı arasında, hem
Sayfa 100 - MahyaKitabı okudu
Çileciliğin Sonuçları
Çileciliğin kaçınılmaz sonucu olarak insanda, bedenine ve onun ihtiyaçlarına karşı patolojik bir ilgisizlik, duyarsızlık oluşur; daha da ötesi, uzun yıllar kafeste kalan bir kuşun kafesine duyduğu nefret gibi, bir nefret hali gelişir. Böyle bir kişi, dünyayı bir eziyet yeri, hayatı anlam sız ve ağır bir yük, dünyevi tüm ilişkileri esaret ilişki i
Sayfa 69 - MahyaKitabı okudu
Reklam
Epiküryen İdealler
Bencil ve materyalist düşünce tarzı Batı yaşamının tüm alanlarında görülür. Ekonomi alanında kapitalizm, politik alanda emperyalizm ve sömürgecilik olarak karşımıza çıkar. Düşünce alanında ise iki karşıt yöntemden materyalizme daha yakın olanını, örneğin din birliği çerçevesinde evrensel bir birlik gerçekleştirmek mümkün iken, ırk, ulus ya da vatana dayalı bir birliğin kurulmasını tercih eder. Avrupa az önce sözünü ettiğimiz temele oranla duyumsal olana daha yakın durduğundan, evrensel birlik yerine dar milliyetçiliği, hümanist birlik yerine vatana dayalı sınırlı bir coğrafi milliyetçiliği tercih etmiş ve yeryüzünü tek bir vatan olarak değerlendirme görüşünü benimsememiştir. Avrupa'nın dine bağlılığı zayıflayıp, duyumcu ve materyalist eğilimleri arttıkça, milliyet çilik ve vatanseverlik ya da bölgecilik eğilimleri aynı oranda güçlenmiştir. Bu durum terazinin iki kefesine benzer; ağır basan taraf öbürünü yukarıya kaldırır.
Sayfa 65 - MahyaKitabı okudu
Rasyonel Uygarlığın Materyalist Kökenleri
İlk bakışta bilimsel ve rasyonel olarak görünen uygarlıkların, tarafsız bir eleştiri ve önyargısız bir teste tabi tutulduklarında, aslında materyalist bir öze sahip oldukları görülür. Dünya uygarlıkları arasında en aldatıcı ve en sinsi uygarlık, çağdaş Batı uygarlığıdır. Güçlü illüzyonist propagandaları sayesinde kendisini insanlık tarihinin en
Sayfa 62 - MahyaKitabı okudu
Arap Cahiliyesi
Şair Katami, savaş tutkusunu şu dizelerle ifade eder. Saldırırız bazen, kardeş Bikroğulları'na, Bulamayınca savaşacak hiç kimse. Savaş için savaş ve sadece güç için savaş, katıksız bir cehalet dürtüsüdür. Çoğunlukla bu dürtüler duyumcu ve maddeci uygarlıklarda tezahür eder. Kabilelerin yaşamına büyük felaketler getirmiş olsa da, masum insanlar, sütten kesilmemiş yavrular savaş kurbanı olsa da önemli değildir. Onu için asıl önemli olan, kopmuş organlarıyla kan deryası içinde yatan cesetler arasında atının üstünde muzaffer bir edayla dolaşarak akranlarına üstünlüğünü kanıtlamaktır. Cahiliye şairi savaşa olan özlemini açıkça dile getirerek, atının sırtında savaşa katılma arzusunu ve vahşi sevincini şöyle anlatıyor: Koşacak yaşa geldiğinde benim dorutayım, Savaş çıkartsın tanrı kabileler arasında, Sönmeyen bir ateş yaksı aralarında, Sarsın bu alevli ateş herkesi. Cahiliye toplumlarında işbirliği ve ittifak, asla ilkelere bağlı olmamıştır; hak ve batıl ölçüleri yoktur. Bunun yerine, cahili hamiyet ve partizanca bağnazlıklar vardır. Yardıma muhtaç olan birisinin niçinine, muhtaç olup olmamasına, zalim ya da mazlum olmasına değil, kimliğine ve kendilerine yakınlık derecesine bakılır.
Sayfa 58 - MahyaKitabı okudu
58 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.