Anlamı kendinden makbul ve sadece karşıdakinin anlayabileceğinden mütevellit bir lafügüzaftır bazı sözler…
Oysa sese, söze gerek kalmadan bir bakışla, bir gülüşle, bir dokunuşla da anlamı yakalayabilir insanoğlu…
Olaylar karşısında 20’li yaşlar “Neden?” sorusuna cevap ararken, 30’lu yaşlarında bu durum “Nasıl?” sorusuna evriliyor. 40’lı yaşlarda da muhtemelen “Nerede?” sorusunu sorarak devam edecek hayat...
Bu yaşadığın hayat bir gün toz olacak. Evet. Gerçekten bu olacak, toz toprağın içinde kalacak bu hayat. Aldığın nefes, aklındaki düşünceler bir anda yokluğa karışacak. O yüzden daha ne duruyorsun mutlu olmak için! Fırsatı varken insanın her an mutlu olabilmeli...
Şu an içinde bulunduğumuz çağın adı genel kabule göre yakın çağ. Kimi uzmanlar bilgi çağı olarak da ifade ediyor. Ben de eğer duygusu olsaydı bu çağın korku çağı derdim adına. Bir de evveli var bu çağın... ta en başına gitmek gerekirse mesela ilk çağ, ona bir duygu yükleseydim adı sevinç çağı olurdu. orta çağ’a öfke, yeni çağ’a beklenti derdim... bir duygusu olsaydı çağların böyle anılırdı belkide. Bir de önümüzde insanlarığın devam ettirdiği bir çağ var ki; o da tiksinti olurdu kanımca!