Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
120 syf.
9/10 puan verdi
Merhaba dostlarrrr Sizce aşk nedir ? Kavuşunca mı aşk olur kavuşamayınca mı ? Evin küçük asi kızı Bahar, aşkı çok küçük yaşta abilerinin arkadaşı Ali ile karşılaştığı gün tatdı. Abisi Bulut ve Hamza ne kadar zor insanlar olsada Ali'yi kardeşleri bilmiş hep güvenmişlerdir. Ali 13 yaşındayken Bahar ile okuduğu okuldan ayrılıp babasının iş değişikliği ile Eskişehir'e yerleşir ve 5 yıl aradan sonra tekrar çok sevdiği memleketi Rize'ye döner. Kafasında bin bir türlü soruyla tabi. Ali de abi bildiği Bulut ve Hamza 'nın kardeşi Bahar'a aşıktır. Bir süre yanlış olduğunu düşünerek içinde yaşamayı tercih eder aşkını. Gün geçtikce bizim gençlerin aşkı büyür içlerine sığmaz, taşar. Ali durur mu ? Bu kadar yakınken uzak olmanın acısına dayanamaz ve herşeyi göze alıp açılır bizim deli kıza . Dolu dizgin yaşadıkları aşkın çok ağır imtihanları olur. Aştıkları her zorluk onları cesaretlendirir ve daha çok bağlar bir birlerine. Bir derken iki derken bitmek bilmez sorunlar, yanıltıcı olaylar, kırılan kalpler herşeyi tepe taklak eder. Bir iyi ,bir kötü ne olacak bu genç aşıkların sonu dersiniz ? Cevabını kitabımızda bulabilirsiniz. Acaba aşkları vuslata mı kaldı? Yoksa o kadar zorluğu aşıp kavuştular mı? Dolu dolu, olayların hiç bitmediği bir aşk romanı okudum. Yer yer güldüm, bazen sinir krizi geçirdim, Bahar'ı bir kaşık suda boğmak istedim Ali'nin karşısına geçip yuhh be öküz dememek için kendimi tuttum ama çok eğlendim. Keyifle okuduğum bir hikayeydi , yazarımızın kalemi daim olsun
Mehtap Karataş
Mehtap Karataş
sizlerede tavsiye ederim.
Ali'nin Baharı - Araf
Ali'nin Baharı - ArafMehtap Küçük · Dionysos Yayın Group · 20235 okunma
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
HİKÂYE ANLATMA KİTABI/ ANTHONY TASGAL Merhaba, Bugün ki önerim İş Dünyası için; Hikâye Anlatma Kitabı, insanların sayılar ve tablolar sisteminde boğulduğu ve veri bakımından zengin ama içgörü yönünden yoksul bir çağda, hikâye anlatmanın iyileştirici gücüne nasıl geri döneceğimizi adım adım göstermektedir. ANTHONY TASGAL, hikâye anlatma ve
Hikaye Anlatma Kitabı
Hikaye Anlatma KitabıAnthony Tasgal · Mona Kitap · 20245 okunma
Yaratılış
Bir varmış, bir yokmuş, Tanrı'dan gayrı hiç kimse yokmuş, Ve Tanrı yalnızmış, Yer varmış, gök varmış, dağ, deniz, çöl, sahra, güneş, ay, yıldız, bulut, çiçek, bitki, hayvan... devler, periler... Ama Tanrı'yı tanıyacak, Tanrı'yı sevecek, Tanrı'yla konuşacak hiç kimse yokmuş... Tanrı'nın söyleyecek çok fazla sözü varmış,
Sayfa 65-68Kitabı okudu
En Son İsrail'e Sıra Gelecek
Türkiye artık işin farkında! Ve her meselesini insanlığın gözü önünde ve onlarla birlikte çözmeyi sürdürmeli. Batı'nın bütün cephesiyle aleyhimizde olduğunu bilerek ve yine de şeffaf davranarak işlerini sürdürmeli. Müttefik sandıklarımızın, saklı düşmanlarımız olduğu gerçeğini hiç unutmamalı. Mademki Türkiye'nin maksadı gerçek bir barış ortamı tesis etmektir, dikkatli hareket etmeli. Türkiye'nin bölgede barış ortamını sağlama planları içinde elbette İsrail de vardır ve ol- malıdır. Türk halkı İsrail'e değil, Siyonist zalime karşıdır. Bölge de bütün zulümler bu halk adına işlendiğinden faturaların ona çıkması da doğaldır. İsrail, sürekli Türkiye'nin dostane ve barışçı duruşunu bozmaya çalışıyor. Doğal olarak da bir gün muhatabının patlayacağını bilmesi lazım! Nitekim Yeremya, kuzeyden gelecek 'kırgın'ı (yok edici yıkımı) izah ederken, "Asur kralı" ve "öfkeli aslan" tabirini kullanıyor. Bu her iki işaret de Anadolu'ya bakıyor. Kabalacı Siyonistler bunu iyi biliyorlar
Sayfa 386 - Hayat YayınlarıKitabı okudu
Wordsworth'e göre, şiir "kendiliğinden kabarıp taşan güçlü duyguların daha sonra sakin kafayla hatırlanıp" kaleme alınmasıdır.
Reklam
Bahrevan’dan..
Gelirsen Ay’ın tam üstünde kederli bir bulut tutamaz gözyaşlarını Harran papatyadan bir gelinlik giyer arsız, zamansız Gelirsen Dersim'e Dersim'e kırlangıçlar geri döner, Munzur gülümser Gelirsen kızıl bir gelincik olup açacak Sinan, Zap sana koşacak durmaksızın Gelirsen Batman'da intihar son kurşununu kendine sıkacak Ani kurtulacak susmaların dilinden Ve Çorum ve Maraş ve Sivas yüzünü yıkayacak yağmurda İçimdeki Kızıldeniz doydu kana Kızılırmak'tan alayım selamını Merhaba de vurulmuş güvercinler aşkına merhaba
Rüya Bu ya
1. ikimiz otobüsle uzak bir şehre gidiyormuşuz kars'a mı desek ardahan'a mı desek yollarda kar bulut mavisi / dağlar duman derin bir uykusuzluğa sarkmış yolcular bir uçuruma sarkar gibi
23 Nisan nasıl çocuk Bayramı oldu?
23 Nisan 1920! Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluş ve açılış günü! 23 Nisan, o kadar önemli bir gündür ki, Meclis, o günün, her yıl milli bayram adıyla kutlanmasına karar verdi. Bir yıl sonra, 23 Nisan gününe yaklaşılırken bütün Ankara, Meclis'in açılış gününü en güzel şekilde kutlamak için yoğun bir hazırlık içine
Sayfa 34
ÖZGÜRLÜK SONRASI
Özgürlüğe kavuştuktan birkaç gün sonra, bir gün, çiçekli çayırları geçip, kamp yakınlarındaki pazar kasabasına doğru kilometrelerce yürüdüm. Tarlakuşları gökyüzüne yükseliyordu, neşeli şarkılarını dinleyebiliyordum. Uzun süre kimseye rastlayamadım; geniş topraklardan, gökyüzünden, tarlakuşlarının verdiği şölenden ve mekân özgürlüğünden başka bir şey yoktu. Olduğum yerde durdum, çevreme, sonra gökyüzüne baktım ve diz çöktüm. O anda kendim ya da dünya hakkında hiçbir şey bilmiyordum, aklımda tekrarlayıp durduğum tek bir cümle vardı: “Daracık hücremden Tanrı’ya yakardım, o da bana özgürlükle yanıt verdi.” Orada diz çökmüş halde ne kadar kaldığımı ve bu cümleyi kaç kere tekrarladığımı artık anımsamıyorum. Ama biliyorum ki o gün, orada, o saatte yeni yaşamım başlamıştı. Ta ki yeniden insan olana kadar, adım adım ilerledim. {-Kitabı okurken askerlik dönemini tekrar yaşadım sanki, ölümün kara bulut gibi üstümüze çöktüğü zamanları anımsadım. Yaşadığımız zorlukların yanı sıra mayınlı dağlar da intikal ederken ölümü ensemde hissederdim, en kötüsü de nereden olacağı fikriydi, sağımdan gelen bir merminin kafamı dağıtması yada bir yamaçta gizlenmiş düşmanın silahından çıkan merminin özlem dolu kalbimi parçalaması veya sırlanmış mayınlardan birine basıp vücudumun paramparça olması mı sonumu getirecekti? Böylesi karamsar düşünceler içinde yavaş yavaş duygu körelmesi yaşıyordum her gün boyunca..-}
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
On dördüncü evde merdivenleri koşarak çıktığım sırada Nisan ve Bulut da benimleydi. Birlikte tüm evi kontrol ettik. "Evde değil." diye seslendim Eren'e. "Duvar kontrolü başarıl!' diye seslendi Eren mutlu ama yorgun bir sesle. Kendimi yine o yazının önünde buldum, "URAZ KAYALAR BURADAYDI!" Bu bizim için yola devam etme motivasyonumuzu yükselten yegane şeydi. Üstelik on beşinci ev uyuyacağımız evdi, Uraz'in orada olduğuna ve orada uyuduğuna neredeyse emin gibiydim. Bana kalısa hiçbir insanın vücudu daha uzun bir tempoya dayanamazdı.
"Pek kitap okumam, edebiyatla pek bir işim yoktur. Sizin gibi değilim, sizin gibi yetiştirilmedim. Ama hep aklımda olan bir söz var. Monte Cristo Kontu'nda derler ki, 'Her facianın iki çaresi vardır: Zaman ve sessizlik.' Oysa bizim zamanımız da sessiz kalma seçeneğimiz de yok. Eğer zamanı ve sessizliği seçersek işte asıl faciayı o zaman yaşayacağız. Şimdi senden istediğim tek şey bunları okuyup düşünmen. Düşün ve eğer bu plana benim istediğim şekilde devam etmeyi kabul ediyorsan sen de Nisan'a bir not yaz. Nisan Eren'e, Eren Bulut'a ve eğer herkes bunu kabul ediyorsa bugün yürüyeceğimiz kadar yürüyüp diğer eve ulaştığımızda önce onlara belli etmeden evdeki tüm kameraları, tüm mikrofonları bulup etkisiz hale getireceğiz. Sonra hep birlikte oturup ne yapacağımızı planlayacağız. Biliyorum, sen her zaman her şeyi kolaylaştırmaktan yanasın. Belki şu an benim her şeyi zorlaştırdığımı düşünüyorsun ama bir yolunu bulabilirsek inan bana, seni en kolay yoldan dışarı çıkaracağım. Bazen en kolay yol bizi ölüme götürmeyen tek yoldur. Hoşça kal Kumru." Sayfanı sonuna ulaştığımda Uraz'ın bir de bana not yazdığını gördüm. "Uraz Kayalar Buradaydı."
224 syf.
·
Puan vermedi
·
429 günde okudu
Hülya Sönmez e ait bir kitabı ilk okuyuşum, galiba diğer kitaplarını da yakın zamanda alıp devam edecem. Betimlemeleri o kadar güzel ki sanki ordasınız, duyguları öyle güzel empoze ediyor ki duyguyu resmen yaşıyorsunuz kalemi çok güçlü bir yazar. Bazen yüzünüzde bir gülümseme ile bazen gözlerinizden akan yaşlarla okuyacağınız Sinan ve Şehriban in muazzam aşk öyküsü. Gerçek aşkın kaç yıl geçerse geçsin hiç değişmediğini,ilk aşkı,Sevgiyi, vefayı ,değeri ,kaderi konu alan yer yer şair lerimizi de bünyesinde barındıran güzel bir roman olmuş kesinlikle okunması gerekir.Kaderin gerçekten önümüze ne çıkaracağını hiç bir zaman bilemeyiz imkansız diye bir şey yoktur.
İki Sevdalı Bulut
İki Sevdalı BulutHülya Sönmez · Venedik Yayınları · 2021145 okunma
''Peki burçlarınız ne?" diye sordu Nisan, "Ne zaman doğdunuz?" "7 Ekim." diye mırıldandım, "Terazi burcuyum ben.'' "Gerçekten mi?" dedi bir anda heyecanla, "Ben de terazi burcuyum! 1 Ekim'de doğdum." "Aaa!" dedim yapmacık bir şaşkınlıkla, "İnanlmaz.'' Masada ufak bir gülüşme olduktan sonra Eren söze girdi. "İşin garip yanı ben de terazi burcuyum." dedi Eren, "21 Ekim'de doğdum." Eren'e şaşkınlıkla baktığım sırada elini kaldıran Bulut söze girdi, "19 Ekim." dedi şaşkınlıkla. "Uraz?" diyen Nisan dehşet içinde Uraz'dan gelecek cevabı bekliyordu. "11." dedi Uraz ve biz merakla beklerken ekledi, "Ekim. "Şaka filan mı bu?" dedi Nisan eli kalbinde. "Ne bu Terazi Burçlarını Toplama ve Yok Etme Kampı mı? Böyle bir örgütün eline mi düştük?"
"Tabaklar nerede?" diye sordu Uraz bir anda. "Masada." dedim, masaya bakıp başını salladı. "Tabakların masada olmasına üzülmüş gibisin." diyerek Uraz'a döndü Bulut. "Basit üzüntülerin adamı değilim.'" dedi Uraz alaycı bir sesle. Aralarındaki gerginlik yüz ifadelerine bile yansıyordu. "Hadi masaya geçin." dedi Eren, "Ben de makarnayı alıp geleyim." "O zaman ben de sosları getireyim.'' diye mırıldandım, buzdolabını açtığım sırada sessizce konuşarak Eren'e döndüm. "Halbuki eve girene kadar aralarında bir gerginlik yoktu..." dedim. Eren bana gülümseyerek döndü, ''Bulut sana yardım etmeye karar verene kadar." dedi ve arkasını döndü. "Ne demek bu?" Eren cevap vermek yerine tencereyi alıp masaya doğru ilerledi. Uraz'ın beni kıskandığını mı dile getirmeye çalışıyordu? Bu beşli arasında kıskanılacak tek isim Nisan'dı, öyle olmalıydı.
1.332 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.