E = mc2
Büyükanne kayboldu, motosiklet pistine girdi ve yarışı kazandı 😃
Reklam
Einstein son derece sıradışı bir şeyi fark etmişti: Bir evren oluşturmak için gerekli olan ana malzemelerden ikisi -madde ve enerji- tıpkı bir paranın iki yüzü gibi temelde aynı şeydi. Einstein'ın meşhur E = mc2 denklemi en yalın ifadesiyle kütlenin enerji, enerjinin de kütle olarak düşünülebileceği anlamına gelir. Dolayısıyla üç malzeme yerine, evrenin yalnızca iki malzemeye, eşdeyişle enerjiye ve uzaya sahip olduğunu artık söyleyebiliriz. Peki öyleyse tüm bu enerji ve uzay nereden geldi?
E = mc2
Bir nesnenin hızı ışık hızına yaklaştıkça kütlesi de o denli artar ki, hızını bir dirhem daha artırabilmek için büyük enerji gerekir. Işık hızına ise hiçbir zaman erişemez, çünkü ışık hızında kütlesinin sonsuz olması gerekir ve kütle-enerji eşdeğerliğine göre buna erişmesi için de sonsuz enerji almış olmalıdır. Bu nedenle sıradan bir nesne, görelik kuramına göre, ışıktan daha yavaş gitmeye mahkum edilmiştir sonsuza dek. Ancak ışık, ya da gerçek kütlesi olmayan benzeri dalgalar, ışık hızında gidebilir.
Uzay ve ZamanKitabı okudu
EİNSTEİN ve E=mc2 FORMÜLÜ
Einstein'a göre bu formülün izâhı: “Kendinizi aşırı cüsseli hissetmeyebilirsiniz, ama eğer ortalama irilikte bir yetişkinseniz, o naçiz bedeniniz içinde barındırdığınız enerji, 30 tane çok büyük Hidrojen bombası kuvvetiyle patlamanıza yetecek bir miktardadır. Bu zabtedilmiş enerji çeşidi, her şeyin içinde mevcuttur. Mesele, bu enerjiyi açığa çıkaracak ustalıkta olmayışımızdır. Uranyum bombası bile, serbest bırakabileceği enerjinin yüzde birinden azını açığa çıkarır.” Einstein’ın teorisi, radyasyon’un nasıl işlediği meselesine de açıklık getirdi. Bir topak uranyum, nasıl olup da durmaksızın yüksek seviyede enerji akımları gönderebiliyor ve bunu yaparken bir parça buz gibi eriyip gitmiyordu? Yıldızlar, tükenmeden nasıl olup da milyonlarca sene yanabiliyorlardı? Einstein kısacık bir formülle, jeologlara ve astronomlara, sefasını sürebilecekleri bir kolaylık getirmişti. Einstein’ın bildirileri, ihtiva ettikleri havadis bolluğuna rağmen çok az ilgi çekti. Kâinat’ın en derin sırlarından birkaçına teorisiyle ışık tutan Einstein, öğretim üyeliği için bir Üniversite’ye başvurduysa da, reddedildi. Sonra öğretmenlik için bir liseye başvurdu, yine reddedildi. Bunun üzerine İsviçre patent bürosunda, üçüncü sınıf bir uzman olarak ekmek parasını çıkarırken, çalışmalarına devam etti..."
Sayfa 312 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
E = mc2 denklemini yarattı. Einstein’a göre enerji ve madde temelde birbirleriyle öyle ilişkiliydiler ki aslında tek ve aynıydılar. Einstein’ın çalışması, madde ve enerjinin tamamen yer değiştirebilir olduğunu gösterdi. Bu, Nevvton ve Descartes ile tezat oluşturdu ve Evren’in işleyişine dair yeni bir anlayış ortaya çıkardı.
Reklam
Enerji ( ve momentum da) nihai para birimidir. E=mc2 formülü enerjinin maddeye, maddenin de enerjiye çevrilebileceğini söyler.
Sayfa 146Kitabı okudu
acılara yürüyor korkmuyorum :)
Dharma veya Dhamma olarak bilinen bu öğreti Budistler tarafından doğanın evrensel yasası olarak bilinir. Tıpkı modern fizikte e'nin hep mc2'ye eşit olması gibi, "acı arzudan doğar" kuralı her zaman ve her yerde geçerlidir. Budistler bu yasaya inanan ve bunu tüm faaliyetlerinin dayanak noktası yapan insanlardır. Tanrıya inanç ise onlar için fazla önem Tektanrılı dinlerin ilk prensibi şudur: "Tanrı vardır. Benden ne istiyor?" Budizmin ilk prensibi ise "Acı vardır. Acıdan nasıl kaçınabilirim"dir.
Einstein. Tek bir ismin insanın zihninde bu kadar çok imgeyi canlandırması şaşılacak şey. Deha. Bilim adamı. İzafiyet kuramı. E=mc2. Dağınık saçlar. Ancak pek az insan Einstein'ın birkaç yılını buzdolaplarını geliştirmeye adadığını bilir. Ve bu, dünya çapında tanınan bir bilim adamı olmasından yıllar sonra gerçekleşmişti. Nobel Ödüllü, dünya çapında şöhret ve deha sahibi bir insan neden buzdolabı üretmek gibi sıradan bir proje için vaktini harcamaya tenezzül eder ki diye düşünebilirsiniz
_Manyetizma, X, Alfa-Beta-Gama, Çakra
_Frekans - Titreşim, bir eylemin saniyedeki tekrarlanma sıklığı. Tesla’ya göre evren, kocaman bir titreşimdir. Einstein’e göre her şeyin özü enerjidir; her şey titreşen atomlardan oluşmuştur ve madde diye bilinen şey bile titreşen enerjidir. _İnsan zihni, elektrokimyasal enerjiyle çalışır ve farklı dalga boylarında frekanslar yayar ve bu manyetik
Reklam
Önsöz
Başlamadan önce sizinle paylaşmak istediğim iki şey var. İlki, size vereceğim bir söz, ikincisi ise bir temenni. Vereceğim söz şu: Bu kitapta sadece bir tane denklem göreceksiniz. O da E=mc2 Temennimse bu kitapta hiçbir okuyucuyu geride bırakmamak. Birazdan günümüz bilimi tarafından anlaşıldığı şekliyle “evrende” bir yolculuğa çıkacaksınız. Bu meselenin hepimiz tarafından anlaşılabileceği ise benim en derin inancım. Yolculuğumuz evden çok uzaklarda, dünyanın öte yanında başlıyor.
_Hissedebileceğiniz en güzel şey, hayatın esrarlı tarafıdır. Sanatın ve bilimin beşiğinde, bu ana duygu vardır. Onu bilmeyen, dünya karşısında şaşkınlık ve hayranlık duymayan kimse, ölü gibidir. _Delilik şüphesiz aptallıktan daha iyidir, delilik var olmuş bir zekânın yok oluşudur. Aptallık ise var olmamış bir zekânın var olmamaya devam
( Bilim Aşkı Üzerine Düşünceler. ) _Bu kitap, evreni ve kendimizi keşfetmek üzerinedir. _BİLİM, bir bilgi bütünlüğünden çok bir düşünme biçimidir. Duyu organlarımızın yetersizligi algılarımızı çarpıtabilir. Bilim deneye dayanır, köhne sabit fikirlere istekte meydan okuyabilmeye, evreni gerçekte oldugu gibi görebilme şeffaflığına yaslar sırtını. Bu
Resim