Elif Nisa Algaç

Ölenin yaşama sevinciyle dolu dizelerini okumak, sevdirebilir insana, bir şiiri.
Reklam
Ben gökte uçuştuklarını işittiğim melekleri bile siyah zannederdim.
Bir kalp, sevmek için mutlaka servete ve asalete mi muhtaçtır?

Reader Follow Recommendations

See All
Yüce sanatından başka bir güzel sevmediğini daima bir gurur ve ara sıra gizli bir ümitsizlikle itiraf ederdi.
Sen mutlusun diye herkesin, tam anlamıyla herkesin birdenbire mutluluğa boğulmasını istiyorsun. Tek başına mutlu olmak sana azap veriyor, zor geliyor! Bu mutluluğu son zerresine kadar hak etmiş olmak için, belki de vicdanıno rahatlatmak için didinmeye başlıyor, kendini yiyip bitiriyorsun!
Sayfa 185Kitabı okudu
Reklam
Ben bu mutluluğu hak etmiyorum! Farkındayım, bunu hissediyorum. Peki neden ben? Ne yaptım da bu mutluluk bana nasip oldu? Söyle bana! Etrafına bir baksana, onca insan, onca gözyaşı, onca acı, bir soluk bile alamadan koşuşturmayla geçip giden onca yaşam! Oysa ben! Böyle bir kadının aşkına layık olmuşum...
Sayfa 165Kitabı okudu
Hem bu, niçin o kadar büyütülmeliydi? Sevmek bir kabahat miydi? Böyle olsa bile mademki elinde değildi.
Bir uçurumun içine düşerken etrafında rastladığı kişileri, tutunabileceği her şeyi kucaklayanlar gibi, bütün cemiyet içinde imdadına yetişecek kimsesi, sığınacak hiçbir yeri olmayan Dilsitan da kadınlık ve insanlık haysiyetinin alçaldığını gördükçe Behçet Bey'e büsbütün sarılarak sevmeye başlamıştı.
Ölmek! Kim bilir, bu ne güzel bir şeydi! Fakat ne korkunç bir şey... Asıl korkunçluğunda bir güzellik buluyordu.
Sayfa 231Kitabı okudu
Reklam
Bu aşk, hayatının bütün o eski aşklarından hiçbirine benzemeyecekti. Her zaman aşklarından galip çıkarken bu aşkından mağlup olabileceğini hissetti. Bu defa her zamankinden başka bir fark vardı: O gidip Biter'i almamış, Bihter gelip kendisini almıştı.
Sayfa 179Kitabı okudu
Aşk ve hürriyet bana kucağını açıyordu... Fakat heyhat!..
Sayfa 148Kitabı okudu
Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım yalnız bu sevmektir.
Vicdan azabı dedikleri şey, ancak bir hafta sürer. Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kâfi mezaretler tedarik etmiştir.
İlk busemi ben, bir ölünün sönmüş gözlerine mi tevdi edecektim!
Sayfa 277Kitabı okudu
Sevmek denen şeyin rolü bu kadar insanı yakıp titretecek bir şey olursa, kendisi kim bilir neydi?
Reklam
paramı, adımı, mal varlığımı, onurumu onun uğruna feda ederdim... dilenirdim, bu dünyada onun beni sürükleyebileceği her tür aşağılanmaya razı olurdum belki de.