Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İTİKATTA VE AMELDE MEZHEP Erkek ve kadın her Müslüman'ın, itikatta ve amelde mezhebini öğrenip bilmesi vaciptir. "İtikatta mezhebin hangisidir?" diye sorulduğunda "Ehlisünnet vel cemaat mezhebidir." denilmelidir. Ehlisünnet vel cemaat demek, Sevgili Peygamberimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) ashabı ve cemaati (radiyallahü anhüm) demektir. Onların her biri İslam dininin nurudur. "Onların itikadı nasıl ise ben de o itikat üzereyim," denilmelidir. Ehlisünnet vel cemaat mezhebi haktır, doğrudur. Diğer batıl ve bidat mezhepler yanlıştır, onlara uyulmaz. Çünkü Ehlisünnet vel cemaat Mezhebi, Ashab-ı Kiram'ın inancıdır ve Kur'an-ı Kerim'e ve Sevgili Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) sünnetine uygundur. Hadis-i Şerifte, "Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bir fırkadan başkası cehennemliktir." 'O hangi fırkadır?' diye sorulduğunda Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) "Benim ve ashabımın yolunda olanlardır." buyurulmuştur. Ashab-ı Kiram gibi inananlara Ehlisünnet vel Cemaat denir. "Amelde hak mezhebin hangisidir?" diye sorulursa, Hanefi mezhebindekiler "Hanefî mezhebidir." demelidir. "Mezhebim, Hanefî mezhebidir." demek, "İslam dinini yaşarken, ibadet ederken İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretlerini mezhep imamım olarak kabul ettim, Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerden içtihat ile çıkardığı hükümleri kabul ettim ve onun içtihadı üzere amel etmeyi tercih ettim." demektir.
Kelam için bu adlandırmayı Hanefi mezhebi imamı Ebu Hanife yapmış ve bu sahada yazdığı eserine el-Fıkhu 'l-ekber (En Büyük Fıkıh) adını vermiştir. Ebu Hanife, inanç alanında yazdığı eserine el-Fıkhu 'l-ekber ismini vererek; itikadi alandaki bilgi, fıkıh ilminde konu edinilen ameli alandaki bilgiden daha üstündür; çünkü itikattaki bilgi asıldır, ameldeki bilgi ise fer'idir, ikinci derecededir; zira sahih ve sağlam bir inanç olmadan makbul bir amelin olması düşünülemez, demek istemektedir. (Kelam el kitabı, şaban ali düzgün s.25)
Reklam
Cedel ve münazara
Muhammed Gazali'nin İhyâu Ulûmi'd-Dîn eserinin Halkın İlm-i Hilâfa Yönelmesinin Nedenleri, Cedel ve Münazaranın Âfetleri ve Mübah Olmasının Şartları bölümü Halkın İlm-i Hilâfa Yönelmesinin Nedenleri, Cedel ve Münazaranın Âfetleri ve Mübah Olmasının Şartları (1) Allah'ın Rasûlü'nden sonra hilâfet makamına, râşid halifeler geçtiler. Onlar
EHLİ SÜNNET MEZHEBİNE İNTİSAB ETMEK VÂCİPTİR...
- " (...) Onlar, (Ehl-i sünnet âlimleri) bir meselede paldır-küldür “İçtihad” (!) etmeye yeltenmezler. Kendilerine takdim edilen herhangi bir müşkül meselenin “çözümüne dair” içtihad etmeden önce (Ehl-i sünnet âlimlerinin) nasıl hareket ettiklerine ve ne yaptıklarına misâl olması bakımından İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretlerine aid olan bir
42 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.