Şam'daki en ünlü muvelleh Yusuf el-Kaminî hakkında Zehebî (ö. 748/1348) şunları söylemektedir: "Dımaşk'ta meşhur bir şeyhtir. İnsanların onun hakkında hüsnü itikatları vardı. Şeytanların sığınakları olan kamînlerde (külhan) ve mezbeleliklerde barınırdı. Yerlerde sürünen elbiseler giyer, idrarı üzerine bulaştırır, yalın ayak
Sayfa 79 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR, Muvelleh Kavramı: Veli mi, Deli mi?
Abdullah İbn Amr (ra) Allah Rasulü'nün (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle dediğini rivayet ediyor: "Kendisine yetecek kadar rızık verilen ve Allah'ın verdiğiyle kanaatkâr kıldığı kimse felaha ermiştir."
Reklam
Ca'fer İbn Ahmed diyor ki: "Ben Ebu Mushir'i şöyle derken duydum: Allah'ın Nebisi (sallallahu aleyhi ve sellem) ne dünyayı arzuladı ne de dünya onu reddetti. Ne dünya Ebu Bekr'i (ra) reddetti ne de o dünyayı reddetti. Dünya Ömer'i (ra) arzuladı, ama o dünyayı terk etti."
İbn Abdirrahman dedi ki: "Bazı âlimlere fakirliği en çok ne giderir, diye soruldu. Dediler ki; zühd... Zühd nedir, denilince; ilim dediler. Peki, dünya ile ahiret arasında yüce olanı aşağılık olanla talep eden adam nedir? Denildi ki; bu başlı başına bir başka bir afettir. Dediler ki; dünyaya ait olan bir şey hakkında tefekkür yürütmeyi terk etmektir."
İbrahim İbn Reca diyor ki; İbnu's-Semmak'ı şöyle derken işittim: "İnsanlar üç sınıftır: Zâhidler, sabredenler, rağbet sahibi olanlar. Zahid olan, kalbinden sevinçlere, hüzünlere ve aldanışlara karşı çıkmıştır. O, dünyadan kendisine gelen herhangi bir şey için sevinmediği gibi, dünyadan eline geçmemiş olandan ötürü de üzülmez. Ne zorluğu ve ne de kolaylığı önemsemez. İşte bu kimse zühdünde zâhid olandır."
Adının anılmasını istemeyen birisi dedi ki: "Zühd, gerekmeyen şeylerin hepsini terk etmek ve gerekenle amel etmektir. Allah'ın emrettiğini emreden, yasakladığını yasaklayan ve ondan sakınan veya onda zâhidlik eden, ya da onu kınayan bunu bir hizmet için yapmıyorsa, bunun dışında olan her şey gerekmeyen şeylerdendir. Bunu terk etmek zühddür. Eğer karşısına iki şey çıkarsa, bunlardan en uygun olanı vaktinde yapmalı. Bu, ister konuşmak veya susmak olsun, ister bir hareket, itaat ya da isyanda bir duruş olsun. Bunun hepsi, gerekmeyeni terk etmektir. Velev ki, kendisine duyulan ihtiyaçtan önce mübah dahi olsa."
Reklam
Ahmed İbn Ebî'l-Havvarî diyor ki: "Sufyan İbn Uyeyne'ye dünyayla ilgili şeylerde zühd nedir diye sordum. Dedi ki: Kendisine nimet verilince şükretmek, belâya uğrayınca sabretmektir. Sonra ona şöyle dedim; ey Muhammed! Diyelim ki bir kimse, kendisine nimet verilince şükretti, belâya uğrayınca sabretti, peki nimet içinde yüzen bir kimse nasıl zâhid olur? Ben böyle deyince eliyle bana vurdu ve sus dedi. Kim ki nimet[ler] kendisini şükretmekten ve belâlar da sabretmekten alıkoymamışsa, işte zâhid odur."
116 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.