Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
RİSALE-İ NUR’UN İÇYÜZÜ) ABDULLAH TEKHAFIZOĞLU
İbn Kayyım el-Cevziyye, İgasetu’l-Lehfan fi Mesayidi’ş-Şeytan adlı eserinde der ki: Peygamberlerden başkaları, şahsî düşüncelerinde ve ilhamlarında hata da ederler, isabet de. Onların zan ve ilhamları, düşünceleri ve hatıraları 80, Allah’ın kulları için delil ve hüccet niteliği taşıyamaz. Allah’ın ilhamına mazhar olanların sadatı, ashab-ı
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Reklam
BİNGO buna benden başkası cesaret edemez
NUR RİSALELERİ’NE ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM (RİSALE-İ NUR’UN İÇYÜZÜ) ABDULLAH TEKHAFIZOĞLU Bunun PDFsi var okuyun nur risalesi gerçeğini görün ya da görmeyin bana ne.... Ön Söz.................................................................................................................................................................... 9
Abdullah İbn Amr (ra) Allah Rasulü'nün (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle dediğini rivayet ediyor: "Kendisine yetecek kadar rızık verilen ve Allah'ın verdiğiyle kanaatkâr kıldığı kimse felaha ermiştir."
Ca'fer İbn Ahmed diyor ki: "Ben Ebu Mushir'i şöyle derken duydum: Allah'ın Nebisi (sallallahu aleyhi ve sellem) ne dünyayı arzuladı ne de dünya onu reddetti. Ne dünya Ebu Bekr'i (ra) reddetti ne de o dünyayı reddetti. Dünya Ömer'i (ra) arzuladı, ama o dünyayı terk etti."
İbn Abdirrahman dedi ki: "Bazı âlimlere fakirliği en çok ne giderir, diye soruldu. Dediler ki; zühd... Zühd nedir, denilince; ilim dediler. Peki, dünya ile ahiret arasında yüce olanı aşağılık olanla talep eden adam nedir? Denildi ki; bu başlı başına bir başka bir afettir. Dediler ki; dünyaya ait olan bir şey hakkında tefekkür yürütmeyi terk etmektir."
Reklam
İbrahim İbn Reca diyor ki; İbnu's-Semmak'ı şöyle derken işittim: "İnsanlar üç sınıftır: Zâhidler, sabredenler, rağbet sahibi olanlar. Zahid olan, kalbinden sevinçlere, hüzünlere ve aldanışlara karşı çıkmıştır. O, dünyadan kendisine gelen herhangi bir şey için sevinmediği gibi, dünyadan eline geçmemiş olandan ötürü de üzülmez. Ne zorluğu ve ne de kolaylığı önemsemez. İşte bu kimse zühdünde zâhid olandır."
Adının anılmasını istemeyen birisi dedi ki: "Zühd, gerekmeyen şeylerin hepsini terk etmek ve gerekenle amel etmektir. Allah'ın emrettiğini emreden, yasakladığını yasaklayan ve ondan sakınan veya onda zâhidlik eden, ya da onu kınayan bunu bir hizmet için yapmıyorsa, bunun dışında olan her şey gerekmeyen şeylerdendir. Bunu terk etmek zühddür. Eğer karşısına iki şey çıkarsa, bunlardan en uygun olanı vaktinde yapmalı. Bu, ister konuşmak veya susmak olsun, ister bir hareket, itaat ya da isyanda bir duruş olsun. Bunun hepsi, gerekmeyeni terk etmektir. Velev ki, kendisine duyulan ihtiyaçtan önce mübah dahi olsa."
Ahmed İbn Ebî'l-Havvarî diyor ki: "Sufyan İbn Uyeyne'ye dünyayla ilgili şeylerde zühd nedir diye sordum. Dedi ki: Kendisine nimet verilince şükretmek, belâya uğrayınca sabretmektir. Sonra ona şöyle dedim; ey Muhammed! Diyelim ki bir kimse, kendisine nimet verilince şükretti, belâya uğrayınca sabretti, peki nimet içinde yüzen bir kimse nasıl zâhid olur? Ben böyle deyince eliyle bana vurdu ve sus dedi. Kim ki nimet[ler] kendisini şükretmekten ve belâlar da sabretmekten alıkoymamışsa, işte zâhid odur."
Süfyan'a (rh.a) denildi ki: "Zühd'ün haddi nedir? Dedi ki; bollukta, kişinin şükreden bir kul olması, belada da sabırlı olmasıdır. Kişi böyle olduğu zaman zâhid'dir." Yine Sufyan'a (rh.a) şükr nedir diye sorulunca; "Allah'ın yasaklarından kaçınmaktır" diye cevap verdi.
115 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.