Ey Cübeyr! Bugün biz Allah'a kul olmayı terk eden bir topluluğun nasıl zelil bir duruma düştüğünü gördük. Korkarım ki yarın kulluğu gerçek manada yerine getirmeyelim de onların durumuna düşen biz olalım."
Ebü'd-Derda (Ra)
"Sana içki ve kumardan soruyorlar. De ki: 'İkisinde de insanlar için hem büyük bir günah hem de menfaatler vardır. Fakat günahları faydalarından daha büyüktür.' Ayrıca sana, neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: "İhtiyaçtan fazlasını." Allah sizin için ayetleri işte böyle iyice açıklar; umulur ki düşünürsünüz."
Gıybeti işiten, diliyle karşı çıkmadığı ya da korkuyorsa kalbiyle nefret etmediği müddetçe o günaha ortaktır. Sözü başka bir kelâmla bölmeye ya da oradan kalkıp gitmeye gücü yettiği halde, yapılan gıybete karşı bir tavır almazsa, günaha ortak olur. Diliyle "sus" diyor, ancak kalbiyle devam etmesini arzuluyorsa bu münafıklıktır. Kalbiyle nefret etmediği müddetçe günahtan kurtulamaz. Eliyle sus diye işaret etmesi ya da kaşlarını çatıp alnını kırıştırması yeterli değildir. Bu davranış gıybeti yapılanı önemsememektir. Aksine giybeti yapılana kıymet verip açıkça müdafaa etmelidir.
Allah Resûlü şöyle buyurmuştur:
"Her kim, yanında bir mümin kötüleniyor, o da gücü yettiği halde kardeşine yardım etmiyorsa, Allah onu kıyamet günü mahlûkatın önünde rezil eder."
Ebü'd-Derda (r.a), Allah Resûlü'nün şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Her kim, kardeşinin arkasından onun haysiyet ve şerefini korursa, kıyamet günü onun haysiyetini korumayı Allah üzerine almıştır."
Bir hadis de şöyledir:
"Her kim, kardeşinin arkasından onun haysiyetini korursa, kıyamet günü onu cehennem ateşinden korumayı Allah üzerine almıştır."
Müslümanı gıyabında müdafaa etmenin fazileti hakkında çok haberler anlatılmıştır…