Kitapta ilk defa okuyacağınız önemli bilgiler var. Bu bilgilerin en dikkat çekeni ise Batı'nın bizden nasıl etkilendiğinin ortaya konulduğu kısımlar. Ecdadı "Ecdad yapmış be!" diyerek Osmanlı'yı övmek yerine neler yaptığını ve tevhidi bu işleri yaparken nasıl merkeze konumlandırdıklarını gösteriyor. Tevhidin ve Allah rızasının merkeze konulmamasının sonuçlarını da okudukça anlıyoruz.
Başka devletlerin aksine Osmanlı'da padişahlar ilahlaştırılmamış ve hukuka saygı ve tevazu ile iş görmüş olduklarının altı çiziliyor kitapta.
Dünya'daki siyaseti anlamanıza ve Batılı devletlerin hangi düşüncelerle siyaset yaptığını aşama aşama ortaya koyan bölümün ismi ise "Büyük Güçlerin Dört Aşaması".
Bu aşamaları Savaş Hoca kısaca şöyle sıralamış: Üretimin artması, Ticarileşme, Finans ve Siyasileşme.
Savaş Hoca'nın ortaya koyduğu çok değerli bir eser. Rabbim hocamızın gayretini arttırsın ki bu kalitede kitapları daha çok okuyalım isterim.
Osmanlı AklıSavaş Ş. Barkçin · Mostar Yayınevi · 2018182 okunma
“Selanik'ten Manisa mebusu sıfatıyla İstanbul'a avdet ettiğim sırada (Sultan Reşat) beni nezdine kabul eylemişti: “Siz Manisa mebusu olmuşsunuz, pek mahzuz oldum. Bu Manisa Arnavutluk’ta mı' dediği zaman kendimi kaybettim ve ne cevap vereceğimi şaşırdım. Nihayet, ‘Manisa Anadolu'da ve İzmir tarafındadır. Ecdad-1 izamınızın kadımen payitahtları idi' diyebildim. Bunun üzerine; “evet, şu kavun çıkan yer değil mi?' dedi. Saltanat taraftarı olsam bile bu kadar cahil ve gafil padişahları iltizam edemezdim!
İSLAM YAZISININ İLGÂSI VE GÜZEL TURKÇEMİZDEKİ TAHRİBAT BÜYÜK VE AZAMETLİ DEVLETİMİZİN MÜBAREK ECDAD KANLARIYLA YOĞRULMUŞ YİRMİ MİLYON KİLOMETREKAREDEN ZİYADE OLAN TOPRAKLARINI KAYBETMEMİZDEN DAHA BÜYÜK BİR FELAKETTİR!..
Ülkemizde çok çok uzun yıllardır, yani Anadolu coğrafyasında yurt kurma zamanlarından bu tarafa değişmeyen bir takım anlayış ve uygulamalar vardır. “Bize özgü” ve ne Batı’da ne de Doğu’da görülmeyen bu gündelik hâllere biz “âdet” deriz. Yazımız ve tarihimiz çoğu zaman değişse veya değiştirilse bile, bunlar ha- yatımızdaki deyim veya uygulamalarda
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
" Ey mezar taşının çalınmasına razı olan ecdad , ey çalınan musluğu bekleyen çeşme , ey sonsuzluğu unutulan yollar, ey filizini koparana meyve veren ağaçlar ve ey taş yerine başımıza yağmur yağdıran gökler , söyleyin ; biz hangi milletteniz ? "