Maddi durumu iç açıcı olmayan milyonlarca insanla çevrili bu memleket.
Tek mücadele ettikleri de ekmek parası derdi değil.
Düşmanlıklar, ilkesizlik, toplum duyarsızlığı, sınıflandırmaya tabi tutulup hor görülme ve daha nicesi.
Tüm bunlara karşı bu insanları ayakta tutan dayanışma, dostluk ve kardeşlik bağları.
Yorgun argın dönülen evde kendisini karşılayan ana, baba, evlat, kardeş asıl dayanak noktaları.
Cemile ve Sadri için babaları İhtiyar
Malik’in bizzat kendisi,yaptığı yemeğin kokusu.
İki kardeşin yolda atışmalarından sonra kucaklaşmaları.
Dargınlığın, anında buhar olup uçması.
“İnsanı insan eden paradır. Paran yok mu? Senden rezil, senden adi kimse yok” (Sayfa 85)
Ekmek parası tesellisiyle geçinilen işçi yaşantıları, zengin-fakir, ezen-ezilen çatışmaları denilince akla ilk gelen isimlerden Orhan Kemal.
Cemile’de, Boşnak kızı Cemile ile 24 lira 95 kuruş aylığa mahkum Kâtip Necati’nin aşk öyküsü işleniyor.
Tabii öykünün arka planında 1934 yılının Çukurova’sının işçilerini, ekmek için mücadeleleri gizli. Bir ailenin, bir mahallenin, bir fabrikanın dertlerine ortak oluyorsunuz. Dostluk ve aile bağları içinizi sımsıcak etmeye yetiyor.
Hem hüznü, hem neşeyi tadıyorsunuz ki kitabın yalın dili okumadaki güzelliklerin sekteye uğramasına izin vermiyor.