Eda

Yorgunum: artık bu konuda yazmak istemiyorum. Tutunamayanlardan bahsetmek içimi tüketiyor. Onları biraz rahat bırakmalıyım. İçimde daha gelişmelerine fırsat vermeliyim. Kimbilir daha bilmediğim ne yönleri vardır? Onlar gibi sakin, acelesiz, beklemeliyim. En telaşlı görünenlerinde bile bulunan başka türlü bir sakinliğe bırakmalıyım iç dünyamı.
Reklam
Üniversitede en çok sevdiğim öğrenciler, yıllardır okulu bitiremeyenlerdi. Yanlarından ayrılamazdım. Onların başarısızlık masallarını büyük bir hayranlıkla dinlerdim. Sonra, onları öğrenci olarak bıraktım üniversitede: ben bitirdim. Meyhane arkadaşlarını da meyhanelerde bıraktım; ülkü arkadaşlarını da ülküleriyle başbaşa. Bir yerde durmasını bilemedim. Hiçbir yere varamadım. En çok da, başarısızların yanında kalmayı becermek isterdim.
Ölmeden ölmek zormuş: öyle söylüyor şair. O kadar zor değil. Ölümü beklemek zor. Ölümü bekliyorum ve ölüm gelmek bilmiyor.

Reader Follow Recommendations

See All
Ölsem kimsenin haberi olmayacak; bize bildirmedi diyecekler.
Reklam
Günahlarımın ağırlığına dayanamıyorum Olric.
İntihar bir akıl hastalığıdır ve ancak bir akıl hastasının körleşmiş duyularının sağladığı soğukkanlılıkla başarılabilir.
Sen öldün; ben de koridorlarda, anlamsız bekleyişlerin içinde ölüyorum.
Orada, güneşin altında kuruyarak çürüdüklerini düşündükçe içim bulanıyor. Korkuyorum Olric. Bu lanetin üzerime bulaşmasından korkuyorum
epub
Reklam
“Yoldan çıktığına göre ilhamını kaybetmiş olmalısın.” “Hayır, dostum. Ben, en acıklı anda bile güldürücü sözler bulabilen bir insanım. Kendime acımam yoktur.”
epub
Canım Selim; hep oynayabilseydik bu oyunları. Biraz olsun dinlenseydin arada. Durmak bilmeyen kafanı rahat bırakıp kuvvet toplasaydın biraz. Kim dayanabilmiş ki sürekli? En basit insanların bildiği bu gerçeği nasıl göremedin? Bu sayfalarda yaşadığını görüp, öldüğüne nasıl katlanabileceğim? Bu acıya dayanmak için bir yol göster bana.
epub
“Düşünmüyorum, sıkılıyorum sadece,” dedi. Daha bir şeyler söyleyecekti. Söyleyemedi. Sustu. Bir saygı duruşu yapıyorum herhalde, diyecekti belki. Bu kadar masum bir sözü bile söyleyemedi. Söylemek içinden gelmedi.
epub
“Direksiyona geçiniz lütfen,” dedi. “Ve müessesemizin bir hediyesi olarak yerdeki bütün papatyaları kabul buyurun.” Hayır! Papatyaları değil, karanfilleri. Papatyalar Selim’in.
epub
Turgut, bütün bunları o sırada mı düşündü, yoksa sonradan, o anı hatırladığı zaman, öyle düşündüğünü mü sandı? Bilemedi: çünkü o zaman henüz Olric yoktu. Henüz durum bugünkü gibi açık ve seçik, bir bakıma da belirsiz değildi. Bir cümle kaldı yalnız aklında: “Güzel bir gün ve ben yaşıyorum.”
epub
59 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.