Bir çok yazarın farkında bile olmadan yapdığı bir yanlış var. Senarileri değişse de, aynı nabzda yazmanın sonucunda okuyucunun yazarının 3 ya da 4cü romanında senarini tahmin ede bilme özelliğini kazanması benim için önemli bir eskiklik. Bir çok hatta bestseller yazarlarının bile sırayla romanlarını okurken aynı yazara ait olduğunu kanıtlayan üslüp imzasını görürüz. Ancak Livaneli bu fırsatı bize vermemekte. Sanki tüm romanları ayrı kişinin mahsülüymüş gibi. Tüm okuyucuların adından, eminlikle söyleye bilirim ki, kitab akıcılığı bizler için ne kadar önemliyse de, yazarın bu ustalığı kendine ilke edinmesi de bizler için o kadar da önemli. Bu yüzdün 10 üzerinden 10 vermekte te tereddüt etmiyorum.
2020-21
Zamanlaması manidar olan bir kitap benim için eşekli kütüphaneci..
Çocukluğundan itibaren okumayı çok seven Mustafa Güzelgöz'ün kitap sevgisi üzerine kurulu hayatını okuyacağınız eser, aynı zamanda kitabın, okumanın (kadın, erkek, çocuk, genç farketmeksizin )getireceği aydınlığın ve götüreceği cahilliğin hikayesini de içerisinde bulunduruyor.
Vazifesi değilken kütüphaneye atanmasını, orda oturmakla yetinmeyip daha başka neler yapabileceğini düşüne düşüne, kendine dert ede ede tırnaklarıyla kazıyarak, gözyaşlarıyla yıkayarak ilmek ilmek emekle kurduğu kitaplardan güç aldığı cahilliğe karşı verilen mücadelenin her satırı sizi de çok etkileyecektir.
Neden kitap okumalıyızın , bilgiye karşı olması gereken açlığın sebeplerini ve cevaplarını bulacaksınız okurken.
Ben çok çok severek ve beğenerek okudum. Ruhun şad olsun, yerin nur dolsun Mustafa Güzelgöz. Tavsiye ederim.
Açık Pencere
Açık Pencere adının çağrıştırdığı şekli ile size açık pencereleri gösteriyor. Aslında bunun için merhametli bir rehber oluyor. Bazen biz bu rehberliği yanlış yorumlayıp öfkeleniyoruz. Ne yapmak istediğini anlamıyoruz. O ise merhametli bir hal ile ısrar ediyor. Açık pencereyi bulmamızı ve oradan semaya uçmamızı istiyor.
O merhametli kişinin adı Gökhan Özcan.
Kalemi ile açık pencereye doğru bir çizgi çekiyor. Sadece dikkatle bakıp hakikate varacağız. Öyle tatlı bir yol gösteriyor ki yolu kalemin sivri ucu ile göstermiyor. Ya da kalemin sivri ucunu traş edip öyle yol gösteriyor. Ölüm onun dilinde müjdeli bir sada, hayat bir ayet, çiçekler bir esma, sıkıntılar musibet şarkısının notaları vs... Okuyup biten bir yazar değil Gökhan Özcan. Döne döne okuyup tefekkür ede ede içimize yer edecek bir yazar olan Gökhan Özcan yazsın biz de okuyalım. Her kitabını sabırla bekliyorum. Her gün ilaç niyetine mutlaka Gökhan Özcan okuyun. Size lazım olan bir çok güzelliği onda bulacaksınız
Hayırlı okumalar...
Beni Kör Kuyularda
Güldiyar adında bir kızın başına gelen acıların toplum tarafından seyir haline getirilerek sermaye ürettiği etkileyici bir Hasan Ali Toptaş kitabı.
Bu kitabı okuduğum günlerde, bir yerde karşıma şöyle bir yazı çıkmıştı: “Eğer şu an okuduğunuz kitabın içinde olsaydınız ne yapıyor olurdunuz?” O an kendimi Güldiyar’ın acılarını seyir için para verip gelen insanların olduğu ortamda düşündüm. Ne yapardım?Kitap, o yazıyı okuduktan sonra daha da ilgimi çekti ve kitabı kendimi ortamda hayal ede ede okudum. Okunması gereken, toplumun baskısını ve seyirciliğini güzel bir şekilde ele alan, yer yer kızdıran ve kendi hayatına uyarladığında takıldığın toplum baskılarını düşündüren güzel bir kitap.
Harika... Harika... Harika...
Böyle güzel anlatıma sahip, konusu harikulade olan bir kitap bugüne kadar okumamışım meğer. Her cümlesini bayıla bayıla, merak ede ede okudum. Spoiler vermeyeceğim... Okumanızı şiddetle tavsiye ettiğim Kitaplardan. Okuduktan sonra ben bu kitabı niye daha önceden okumadım Diyeceksiniz... İyi okumalar...
hem merak ede ede okuyup hem bitmesin istedim. bilmiyorum başkalarına da oluyor mu ama bazı kitapların sayfaları geçtikçe hem sonu için sabırsızlanıyorsun hem bitince üzülüyorsun. olasızlık ta aynen öyle bir kitap. filmi yapıldı mı bilmiyorum ama okurken resmen film izler gibiydim. biraz zaman sonra muhakkak tekrar okurum dedim. felsefe, fizik, matematik .. ne ararsan var bu kitapta. çok beğendim. keşke serisi olsa.
