*~●。。。Sevgili Pat,
Tahtadan heykele benzer küçük bir şey yontarken rastladın bana;
"Benim için bir şey yapsana," dedin.
Ne istediğini sordum,
"Bir kutu," dedin.
"Ne için?"
"İçine bir şeyler koymak için."
"Ne gibi şeyler?"
"Elinde ne varsa," dedin.
İşte kutun burada. Elimde olan neredeyse her şey var içinde, ama boş yer de var. Kutuda acı var, heyecan var, iyi duygular, kötü duygular var, kötü düşünceler ve iyi düşünceler var --- tasarımın zevki, biraz umutsuzluk ve yaratmanın tarifsiz mutluluğu.
Hepsinin üstünde de sana beslediğim minnet ve sevgi var. Ve hâlâ yer var kutuda.
"Bilinçle kavradığımız ve yaptığımız şeylerin, bireysel gelişimimizle hiç bir ilgisi olmayan gizli kalmış duyusal izlenimlere kıyasla hayatımız üzerindeki etkisi ne kadar az."
Teyzem, “Bakın, anneniz işte orada!” diyor. Kalbim çarpıyor. Gösterdiği yere bakıyoruz, yukarıya. Annem pencerede, bize el sallıyor. Gülüyor. Mavi elbise giymiş.