"Bir kitabı okumaya kıyamamak gibi sevdim seni. Biter diye korkarak.."
48
Anlamak için kendimi yok ettim. Anlamak sevgiyi unutmaktır. Leonardo da Vinci’nin “Bir şeyi anlayana dek hiçbir şeyi sevemeyiz ya da hiçbir şeyden nefret edemeyiz.” ifadesinden aynı anda daha çok yanlış ya da anlamlı bir ifade bilmiyorum.
Sayfa 54
Reklam
Çarpa çarpa yürüyorum. İçlerinde tanıdık yok, hepsi aynı insan bunların, hepsinin adı yabancı. Pardon diyorlar, bazen de biraz dikkat eder misiniz, diye çemkiriyorlar. Ne acayip soru. Biraz dikkat ediyorum zaten, biraz da etmiyorum. Siz diğer yarısına denk geldiniz; pardon, pardon, pardon.
Yalnızlığa alışıp onu unutan çoğu insan gibi kendi kendine konuştu: "Şimdi hazırım. Hadi bakalım."
"Şakalardan hoşlanmam, " dedi Bay Devaux. "Şakaların iğneleri vardır."
Bizim kim olduğumuz ve ne bildiğimiz dünyanın umurunda değil. Hikayelerin yazılması gerek. Başka nasıl intikam alabiliriz?
Reklam
Tanrı varsa neden oradan başını çevirip geçiyor? Sakın Tanrı bir Tanrıtanımaz olmasın?
Can YayınlarıKitabı okuyor
“Günümüzün pisliği nedir Hikmet Hocam?” diye ironik bir şüpheyle sordu Adnan “Arkasına saklandığınız akıldır. Daha doğrusu, yalnız başına bırakılmış aklın buhranlarıdır. Nietzshce Almanlar için kitabı gözleriyle okurlar, derdi. Ve kulaklarını çekmeceye kaldırdıklarını söylerdi. Sizler de öylesiniz, yalnız mantıkla düşünüyor, yalnız mantıkla okuyorsunuz. İnsan doğasının diğer yarım küresi nerede, duygularınıza ne oldu?” “Duygular Tanrıyla beraber gömüldü Hocam. Nietzsche’nin diliyle konuşacaksak Tanrıyı boğan ellerimiz duyguları da katletti.” “İşte sizin asıl gafletiniz de burada başladı. Aklı yaşatmak için duyguları öldürdünüz. Oysaki aklın nefesiydi duygular. Şimdi can çekişen bir akılla bakalım ne kadar yaşayacaksınız!”
Reklam
Hayatım kotu gittiginde neden mutsuz oldugumu yazıyorum, boylece ruh halimle dalga geçmeyi başarıyorum. "Bizi dinleyecek kimse olmadığı için yazı yazıyoruz. Edebiyat olmasaydı, yalnız kaldığında bir insanın neler düşündüğünü hiçbir zaman öğrenemeyecektik." Yalnızlık uzerine bir kitabı iki kişi birlikte yazamayız. Başkalarından yardım alamayız. Yalnız olmak zorundayız. Bu koşullar bana uyuyor, onumdeki beyaz kagıda bakarken yalnızım. Kitap kısa olacak, oyle olmasın umdugum yalnızlığım gibi..
Sonra, bütün etrafına sirayet eden bir hüzünle, yavaş yavaş, çok okunmuş bir kitabı kapar gibi ilave etti: -Benim tecrübeme gelince o bana ait bir şeydir. Ondan kimse istifade edemez... Herkes kendi tecrübesini kendi başına yapar ve beraberinde götürür.
Yaşamak can yakıyor, ama uzaktan uzağa. Hissetmenin önemi yok.
Ben insanın diğer yüzünü görünce, ilkini hatırlamam.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.