Fazla gülmeyene heybet verilir. Sağa sola bakmayana edep verilir, fazla konuşmayana hikmet verilir. Abdulkadir Geylânî (h.z.)
Hz. Enes (radıyallahu anh], Resûl-i Ekrem'in (sallallahu aleyhi veselem )şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Su altı şeyi yapmaya Söz verin ben de sizin cennete gireceğinize kefil olayım." Sahâbeler, "Onlar nelerdir?" diye sordular. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: 1. Sizden biri konuştuğunda yalan söylemesin. 2. Söz verdiği zaman sözünü yerine getirsin. 3. Emanet edildiği zaman emanete hiyanet etmesin. 4. Gözleriyle harama bakmaktan sakınsın. 5. Edep yerini muhafaza etsin. 6. Ellerini harama uzatmasın."
Reklam
Köprüden Önce On Çıkış!
Soru: "Bir kulun en hayırlı nasibi nedir?" Cevap: "Güzel bir akıl." Soru: "Ya bu yoksa?" Cevap;"İyi bir edep." Soru: "Ya bu da yoksa?" Cevap: "Uygun bir arkadaş." Soru: "Ya bu da yoksa?" Cevap: "Allah'ı hatırlayan bir kalp." Soru: "Ya bu da yoksa?" Cevap: "Uzun bir sükut." Soru: "Ya bu da yoksa?" Cevap: "Hazır bir ölüm." (Ahnef b. Kays)
Sayfa 130Kitabı okudu
Sıla-i rahim yapan, akrabasından gördüğü iyiliğe iyilikle karşılık veren kimse değil, akrabası kendisine iyiliği kestiğinde dahi onlara iyilik yapandır. (Buhari, Edep, 15)
Sayfa 302 - Türkiye Diyanet Vakfı YayınlarıKitabı okuyor
Ben kapıyı çalmıştım. Kapı açılır mı, açılmaz mı bilmem ama kendisine kapı açılanlar kapıyı edeple çalanlardı. Edep ki edebiyyen lazımdı!
Akşama duâyla başlayalım
İlahi Ya Rabbi! Hânelerimize Saadet, İşlerimize Bereket, Kalplerimize Muhabbet, Mevtâlarımıza Rahmet, Hastalarımıza Afiyet, İnsanlarımıza Nezaket, Gençlerimize Edep, Büyüklerimize Feraset, Küçüklerimize Hürmet, Hepsine İffet, İki Cihanda Af ve Afiyetler Nasip Eyle...
Reklam
✿✿✿ “Ne zengin bir ilimdi şu Edep!” ✿✿✿
27. MektupKitabı okuyor
Filistin
Ortada bir zulüm etrafında 2 milyar saman çöpü etrafında duvar gibi Yanacaklar ateşte saman gibi İnsan değil bunlar hayvan gibi Ne haya var ne edep bırak yansınlar şeytan gibi Avrupa da özgürlük var gibi Yok yok onlar da şeytan gibi
Bir derviş mürşidine, bir genç hocasına mektup yazar- ken sonunda isminin yanına muhakkak “pür-kusur" (çok kusurlu) ya da "hâk-i pâyiniz” (ayağınızın tozu) yazardı. Hem edep, hem muhabbet.
Konuşulanları anlamayınca...
Bir araya gelip sohbet etmenin bir diğer inceliği de şudur: Konuşmacının anlattıklarından anlayamadığın bir şey olduğunda sormakta acele etme. Konuşmasını tamamen bitirinceye kadar bekle. Sonra anlamak,öğrenmek isteyen bir üslûpla,edep ve saygı kurallarına riayet ederek,açıklamasını ona sor. Fakat Konuşmasına son vermemişken,sözünün ortasında sorup,Konuşmasını bölme. Çünkü bu davranış dinleme âdâb ve nezâketiyle uyuşmadığı gibi,gönülde de bir hoşnutsuzluk meydana getirir. Ancak eğitim ve ders meclisleri böyle değildir. Bu meclislerin farklı bir durumu vardır. Orada öğretmen,cümlesini veya açıklamasını bitirdiği an soru sormak ve tartışmak uygun düşer. Halife Memun bu konuda şöyle demiştir: "Tartışarak öğrenmek,sadece izleyerek öğrenmekten daha sağlamdır."
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.