Ahlâk; insanın ruhundaki “huy” denilen bir meleke, bir husûsiyet demektir. Güzel melekelere ve bunların güzel neticelerine “güzel ahlâk”; çirkin melekelere ve bunların çirkin neticelerine de “kötü ahlâk” denilir. Mesela; edep, tevazu, birer güzel ahlâktır. Kibir, cimrilik de birer kötü ahlâktır.
Bütün kötü ahlâkların ilacı, kısaca şu sekiz şeydir:
1. Cimrilik, kibir ve benzeri manevî hastalıkların hakikatlerini, zararlarını, sebeplerini bilmek, o hastalıkların zıtları olan cömertlik, tevazu gibi güzel ahlâkı ve bunların faydalarını öğrenmek.
2. Kötü ahlâktan meneden, güzel ahlâk ile ahlâklanmaya teşvik eden nasihatleri dinlemek ve amel etmeye çalışmak.
3. Kendinde manevî hastalıkların olup olmadığını, varsa neler olduğunu araştırmak, düşünmek ve ayıplarını kendisine bildirecek sâdık, samimi dostlar edinmek. Zira mümin, kardeşinin aynasıdır ve herkes kendi ayıbını kendi başına bilemez.
4. Manevî hastalıkların sebeplerini birbirinden ayırt etmek. Çünkü sebepleri ayırt edilmezse tedavi yolları bilinemez.
5. O hastalığın sebeplerini gidermek, o kötü ahlâka mukabil ve zıt olan faziletli ameller işlemek ve onları öğrenmek uğrunda meşakkatlere katlanmak. Zira hastalıklar, zıtları ile tedavi edilir.
6. Kendini, gizli ve aşikârda ayıplayarak, kınayarak, nefsine (bu kötü ahlâkı işlediği için) yumuşaklık göstermemek.
7. Nefsinin istediğinin zıddını yapmak. Mesela cimriyse kendini, sadaka vermeye alıştırmak.
8. Eğer bu anlatılanlarla tedavi mümkün olmazsa adaklar adamak, yeminler etmek sûretiyle kendisini zorlamak.