Gerçek her zaman bir kuyunun dibinde değildir. Aslında, daha önemli bilgilere bakınca, onun hep yüzeyde olduğuna inanıyorum. Biz onu vadilerin derinliklerinde ararken, o dağların doruklarında durmaktadır.
Oinos: "Neden ağlıyorsun, Agathos? Rastladığımız bu yemyeşul ama ürkütücü yıldızım üstünden süzülürken neden sarktı kanatların? Parlak çiçekleri masalsı bir güzelliği, ürkütücü volkanları da coşkulu bir yüreğin arzularını anımsatıyor."
Agathos: "Anımsatmıyor, zaten öyleler! Tam üç yüz sene önce, sevgilimin önünde ellerim kenetli bir halde gözyaşlarına boğulurken bu ıssız yıldızı birkaç tutkulu kelimeyle var ettim. Parlak çiçekleri gerçekleşmemiş düşlerin en kıymetlisi, hiddetiyle kuduran volkanları ise en coşkulu, en sefih kalbin tutkularıdır."
Ancak kim sonunu getirmek için okur ki Kim bunu Arzu Eder kendileri bir Nihayet olan hazlar ve kendi başlarına iyi oldukları için peşine düştüğümüz bazı arayışlar da yok mudur e okumak da onlar arasında sayılmaz mı Arada sırada hayal ediyorum mahşer günü gelip çatıyor ve büyük Fatihler Hukukçular ve devlet adamları kendi mükafatlarını almak için sıraya giriyorlar başlarında taçlar Defne dalları var İsimleri silinemez bir şekilde ölümsüz mermerlere yazılmış sonra Tanrı bizim kulumuzun altında kitaplarla geldiğimizi görünce Aziz petrus'a dönüyor ve en ufak bir kıskançlığa kapılmadan şöyle diyor bak onların mükafata ihtiyacı yok burada onlara verecek bir şeyimiz yok okumayı seviyorlar
"Ah, Ölüm, bütün ziyafetlerde insanı doyuran hayalet! Ölüm üzerine ne çok düşündük, Monos! İnsanların mutluluğunu yoklayan gizemli bir perdeydi, insanlara 'Buraya kadar, dahası yok!' derdi. Monos'um, göğsümüzde yanan aşk ateşini ilk hissettiğimizde nafe sevinmiş, mutluluğumuzun aşkımızın gücüyle daha da güçleneceğini zannetmiştik! Ama maalesef aşkımız büyüdükçe bizi ilelebet ayıracak olan o aceleci, kötücül anın dehşeti de büyüdü! Bundandır zaman içinde sevginin acı vermeye başlaması. Birbirimizden nefret etseydik belki ölüm de bize merhamet duyardı."
"Bilgeler ise korkuları yatıştırmakla veya beğendikleei teoriyi desteklemekle uğraşmayarak zihinlerini ve ruhlarını yormadılar. Doğru fikirler arayıp eksiksiz bilgi edinmek için can attılar. Gerçek, saf kudreti ve olağanüstü ihtişamıyla ortaya çıktığında da bilgeler eğilip ona taptı.
"Merhamet et bana, Charmion! Önceden bilinmezken şimdi bilinir kıldığın bu şeyler, heybetli ve mutlak Şimdi'yle bütünleşen kurgusal an benim boyumu aşan şeyler."