Madenin tükettiği, işletmenin iliğine kemiğine dek sömürdüğü, yüz yıllık didinmeden sonra hali aç ve çıplak yaşayan bu aileyi gözler önüne seriyordu; sonra onların karşısına göbeklerinden ter yerine para fışkıran yö­netim kurulundaki ensesi kalınları, yüz yıldır hiçbir iş yapmadan sırtüstü yatan, bu zavallıların emekleriyle keyfeden, hanım
Sayfa 302Kitabı okudu
Bana savaş esnasında bir adamın başından geçen bir olay anlatmışlardı. Adamın birini korkaklık veya ihanet yüzünden, her neyse, sebebini şu an hatırlamıyorum, kurşuna dizilmeleri gerekiyormuş. Bu adamla birlikte daha birkaç kişi eskiden ilkokul olan bir binanın yanında duruyorlarmış. Bahar günleriymiş, bazı yerler hâla karla kaplıymış, etrafta eriyen karlardan küçük göletler oluşmuş. İdam edilecekler duvarın dibinde duruyorlarmış. Onları kurşuna dizmeden önce, askeri botlarını ve paltolarını çıkarmaları emredilmiş. Çünkü o zamanlar büyük bir ihtimalle askeri elbise sıkıntısı çekiliyormuş, vs... Hepsi giysilerini çıkarmışlar. Fakat aralarından biri, herhalde başka bir şey düşünerek çıkardığı paltosunu düzenli bir şekilde katlayıp onu koyacak kuru bir yer bulmak için etrafta dolaşmaya başlamış. Fakat etraf su birikintileriyle doluymuş ve paltoyu koyacak kuru bir yer yokmuş. Ne de olsa adam paltosunu bir su birikintisine koymaya alışık değilmiş. Oysa birkaç dakika sonra adamın ölü bedeni duvarın dibinde yatıyormuş ve onun artık hiçbir paltoya ihtiyacı olmayacakmış. Fakat adam ölümden ziyade başka şeyler düşünüyor olacakmış ki, eski alışkanlıkları gereği otomatik bir şekilde davranmış. Ve bu davranışı onun ruh halini açığa vurmuş. İşte bu olay bana olağanüstü anlamlı geliyor.
Reklam
Eğlencelerden, filmlerden, festivallerden, meyhanelerden uzaklaşınca içine düşülecek yalnızlığa tahammül edebilecekler mi?...
"Üzülerek söylemeliyim ki, sahip olduğum bütün bu duygular, zaman denen acımasızlık tarafından yutulup bir hiç edilecekler. Hatıralar kaybolacak ve ruh, bedenden ayrılacak. Boş bir kabuktan başka bir şey bulamayacağım elimde. Bir hayal edin. Ne denli bir acıdır bu! Bu düşünceler aklımda dolanırken yaşamak öylesine ağır bir yük ki..."
İnsanlar, yaptıkları fena bir hareket sebebiyle olmaktan ziyade hayat şartlarının müsaadesi nispetinde yapabilecekleri, işliyebilecekleri, fakat henüz işlememiş bulundukları suçlar yüzünden mahkûm edilecekler....
Bütün anneler, oğullarının yüzünü görmek için pencerelerden eğililecekler, yağmurdan sırılsıklam olacaklar. Ben hariç. Benim uykum soğuk, fildişinden bir güvercin olup buzdan kamelyalar taşıyacak mezarlığa. Yo, hayır; mezarlık değil, mezarlık değil; topraktan döşek; gökyüzünde sallandıkları beşik.
Sayfa 65 - İş Bankası Kültür Yayınları XII. basım Aralık 2022, İstanbulKitabı okudu
Reklam
634 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.