İnsan her zaman annesini sever mi?
Babasızlık nasıl bir duygudur? Ya da annesizlik?
Sevdiğiniz halde başkaları için sevmiyormuş gibi davranmak zorunda kaldınız mı hiç?
Geçmiş her zaman geçmişte kalır mı?
Fakirlik utanılacak bir şey midir?
Aşk var mıdır?
Adalet nedir?
Namuslu olmak ne demek?
Yaşadığı yeri değişince insan da değişir mi?
Her
Ölürsen de hak yedirme, hak yeme;
Aka kara, karaya da ak deme.
Adaletten ayrılırsa mahkeme,
Bir hakime bir de kanuna tükür.
İlaç olsa içme düşman tasından
Sakın taş attırma dost arkasından
Kim ikiyüzlüyse tut yakasından
Bir yüzüne bir de canına tükür.
Millet parasından verdirme parsa;
Edirne'den Van'a, Muğla'dan Kars'a
Nerede sahte bir kahraman varsa
Bir resmine bir de şanına tükür.
"Sana bakınca aklıma hep ne geliyor biliyor musun Pamuk?...
Vatan...
Bu kız var ya diyorum. Benim vatanım. Doğduğum evim. Yurdum. Sığınağım. Edirne'den Kars'a, karış karış toprağım. İzmir'in dağlarında açan en güzel çiçeğim, mavi mavi bakan Atatürk'üm...Neşe saçan cumhuriyetim...
Ellerin parmakların, dudakların, gülüşün, bakışın, tenin, kokun, vatanımın binbir parçası...Kutsal, korunası, tapılası, uğruna ölünesi...Benim..."
45 saniyede herşey toprağa karıştı dedi birisi diğeri 80 di sen uykudayken başladı dedi şakalaştılar mı tartışacaklar mıydı anlayamadım ama gördüğüm herkeste üçe bölünmüş bilinç vardı... Bir kısmı soğukla, yoklukla, imkansızlıklarla mücadele ederken diğeri kayıp canlarına yanıyordu kalan parça sonrası ne olacak diye dövüyordu dizini... En kötünün
Yolcu! Bir gün gelir de eğer yolun uğrarsa,
Toprağında kan tüten bu mukaddes illere .
Her harabe önünde Edirne'den ta Kars'a
Kadar yaşlı gözlerle ağla diz çöküp yere.
Seni boydan boya sevmişim,
Ta Kars'a kadar Edirne'den.
Toprağını, taşını, dağlarını
Fırsat buldukça övmüşüm.
Sen vatanımsın, ekmeğimsin
Duyduğum, bildiğim zafersin yıllarca...
Zonguldak'ta 63 numara
Kitap fiyatlarının altınla yarışması hepinizin malumudur. Bu yüzden bir uygulama önerisi yapıyorum. Ortak deveye girer gibi kitap almaya gireceğiz. Kitabın fiyatlarına göre aynı şehirde olanlar kitap alacak ve kitaplar bölümlerine göre yırtılıp bir kağıt grubuna dönüştürülüp numaralandırılacak. Böylelikle sırayla kitap okuyalım derken kitabı getirmeme durumlarına karşı önlem alınacak. Peki aynı anda nasıl kitap okunacak? Buna da bir çözümüm var. Kitapların yırtılan bölümleri şehrin farklı yerlerine dağıtılıp toprağa gömülecek ve sadece devlette görevli bir noter eşliğinde gömülecek ve okunmak üzere tekrar aynı noterle çıkarılacak. Kitapları beraber aldığınız grubunuzla bir yerde buluşacaksınız ve noter huzurunda o yırtık bölümler sırayla çıkarılıp size okunacak. Böylelikle dinlemeyi de öğrenirken o an aklınıza takılan şeyleri de aranızda tartışacaksınız. Bu şekilde daha sosyal bireyler olacak ve iletişiminiz daha kuvvetli olacaktır.
Not: Her toplanma için daha çok para harcayacağız diyenler varsa onlara da millet bahçelerimizde, çimlerin üzerinde oturup bu eylemleri gerçekleştireceğimizi söylemek istiyorum.
Bu uygulamamın yaygınlaşması halinde Edirne'den Kars'a Dünya'dan Mars'a ne kadar okuma aç insan varsa daha çok kitap okumuş, iletişimi kuvvetlenmiş, daha sosyal bireyler olmuş olacak.
Kitap okuyan bireyler, birleşin!