Kadın olarak doğmak, bağışlanmış, sınırlı bir ortama erkeğin gözetimi altında doğmak demekti. Kadının varlığı işte böyle bir vesayet altında, kısıtlı bir hücrede yaşama becerisinin tortusu halinde gelişiyordu. Bu hücreyi varlığıyla donatırdı; kendisine daha hoş görünmesi için değil, başkalarını da içeriye çelmek umuduyla.