2014 yılı, Eskişehir'de son günlerim. Adalar'da bir mekanda çalışıyorum o dönem. İşe gireli 3-4 gün falan olmuş. Doğum günüm... Akşam 10 gibi işten çıkacak ve Beyza ile buluşup, doğum günümü kutlayacağım. Laf aramızda beyzadan da çok hoşlanıyorum. Duygularımı açmak için de özellikle o akşamı seçmişim. Doğum günü çocuğu şımarıklığı denen bir şey
912 syf.
5/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Roman görünümlü ansiklopedi... Bay Eco demiş ki, "Ben bu konuları biliyorum. Şimdi size de anlatacağım ki boşuna öğrenmiş olmayayım." Hacim açısından adaletli kıyaslama yapılacaksa karşısında Gülün Adı olmalı ama bu kıyas, kıyas kaldırmaz. Gülün Adı, tek mekanda geçen, ilgiyi sürekli ayakta tutan, takibi kolay bir roman. Bu da okuruna her an keyif veriyor. Foucault Sarkacı ise, her yerde geçen, çok fazla konuya değinen -sanki konu basitmiş gibi bir de gereksiz muhabbetlerin kafa ütülediği- karmaşık bir roman. Bu da okuruna her an azap veriyor. En azından ben resmen yıprandım. Başta polisiye kısmı hikayeyi omuzlamıştı ama ilerledikçe kafam karışmaya başladı. Ortaçağ Tarihini mi anlatıyor? Tam olarak değil. Gül-Haç kardeşliğini? Biraz. Siyaset? Bir tutam. Polisiye? Sadece görünüşte. Felsefe? Birçok şeyin felsefesinden azcık azcık. Eeeeh!! Roman mı okuyoruz ansiklopedi mi? Hah, işte o noktada yorumun başına dönüyoruz, roman görünümlü ansiklopedi bu. Her ne kadar kitabın son çeyreğinde hikaye ara ara daha ilgi çekici hale gelmeye başladıysa da, genel olarak sevdim mi? Açıkçası sevmedim. Daha az bilgiyle yoğrulmuş daha derli toplu bir hikaye okumayı tercih ederdim. =)
Foucault Sarkacı
Foucault SarkacıUmberto Eco · Can Yayınları · 20211,591 okunma
Reklam
Eeeee bu Ben işte
Bizim ezeli derdimiz : Paramız yok. Hem paramız yok, hem kalkınmak istiyoruz.
Ağrı kırımının bir sahnesi..
"...Ağrı Dağında diyordu, Selim Balıkçı. Ben bu yarayı Ağrı Dağında aldım. Ağrı Dağında Kürtler isyan çıkarmışlardı. Ben o zaman Erzurum’da askerdim. Başını kaldırdı, bana baktı. — Sen Ağrı Dağını gördün mü? diye sordu. — Gördüm, dedim. Tepesine kadar da çıktım. Bana, inanmaz inanmaz baktı. — Tam tepesine kadar mı? Tam tepesine kadar
Gülek Boğazı ve Bukefalos
İskenderül Zülkarneynin bir atı vardı. O at, İnce Memedin atı, Köroğlunun Kıratı, Alinin Düldülü ve de öteki ölümsüz atlar gibi onun alnına yazılmıştı. O, daha on altı yaşındayken o at gelmiş babasının sarayının önünde durmuş, o atı yakalamak istemişler, kimseye yakalanmadığı gibi, oradan da ayrılmamış, ta ki İskender gelene kadar. İskender
448 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kıtlıktan Çıkmış Adam
''Karanlık Ada'yı okurken ödüm patladı ve elimden bırakamadım. Korku dediğin işte böyle yazılır!'' Kitabı okumaya başlamadan önce ünlü bir yazarın kitap hakkında yorumunu okudum. Genelde bu yorumlar hep abartılı olurdu fakat bu isim pek yalan söylemezdi. Ayrıca söylemi de hiç yabancı gelmiyordu. Bildiniz değil mi? Bu cümleyi yeryüzünde bir tek
Karanlık Ada
Karanlık AdaNick Cutter · İthaki Yayınları · 2017165 okunma
Reklam
46 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.