Kalb-i Selim 1
Rabbbimizin bizleri huzûr-i ilâhisine kabûl buyurması da ancak “kalb-i selîm” ile mümkündür. Kalb-i selîm, mâsivâdan arınmış ve mücellâ bir ayna gibi Hakk’ın cemâlî sıfatlarının tecellîgâhı hâline gelmiş bir kalbdir. Hak Teâlâ, kulunun kalbinde cemâlî sıfatlarının tecellîlerini görünce onu sever ve ondan razı olur. İşte böylesine kıymetli olan
Saltanatı boyunca İstanbul'dan ayrılmamış, Edirne'ye bile gitmemiştir. Padişahlığı salt saray yaşamı olarak algıladığından, haremin etkinliği sarayın resmi işlevinin önüne geçmiş, Topkapı Sarayı harem dairesi de en kalabalık cariye ve hizmet kadrolarını bu padişahın saltanatında barındırmış; gösteri sanatları, düğün ve şenlikler, saray
Sayfa 178 - 12- Sultan III. MuradKitabı okudu
Reklam
Öyle kimselerle karşılaştık ki, bunların her biri tarafından ölüm, hayattan üstün tutuluyor; alçak gönüllülük, şaşaa ve debdebeye tercih ediliyor ve hiçbirinin gözünde bu dünya, en ufak bir çekicilik taşımıyordu. Daima yere oturuyorlar ve diz çökmek suretiyle pek az bir şey yiyorlardı. Başkanları, onların herhangi birinden farksızdı. Alt bir kimse, üstten ayırt edilemez ve efendi bir köleden tefrik olunamazdı. Namaz saati gelip çattığında, kimse kendini bundan geri tutmaz ve herkes el, yüz ve ayaklarını yıkayarak abdest alır, alçakgönüllülükle ibadetlerini yerine getirirdi.
Sayfa 311 - Hitti, Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, s. 230.Kitabı okudu
Gaflet üçtür. 1. Hakk'ı bırakıp sadece halkın dedikleriyle meşgul olmak. 2. Ölümü unutup sadece bu dünya ile meşgul olmak. 3. Kalpte, Allah'tan gayri her şeyin olması. (Istilâhât-ı İnsan-ı Kâmil, Hakkı Efendi)
176 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Şimdiye kadar olduğum en iyi Türk hikayelerinden biri. Konu itibariyle batıda ve Rusya da birçok hikaye ile özdeş. Yazar olayı Türkiye sınırları dışına ve dünya vatandaşı penceresinden bakarak öncü bir rol üstlenmiş. Raif efendi ve hayatı hem anne baba , çocuk yetiştirme dersi hem her çocuk özeldir sözüyle kendini tanımlayan bir karakter.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 2023317,4bin okunma
SÖ: Ayaşlı Şakir Efendi; "Her peri simâya bakmaz, dide-i nâdidebin Her sevâd-ı zülfe bağlanmaz dil-i sevdâ-karin Âfitab-i hüsn-ü hüban akıbet eyler ufûl Ben muhibb-i lâ-yezâl'im lâ- ühubbü'l-âfilin" diyor. "Her peri simaya bakmaz"; yani göz, her güzele bakmıyor, seçkinlere bakıyor. "Her sevâd-ı zülfe bağlanmaz"; yani sevdayla dost, akraba olan gönlüm her siyah saçlıya da bakmaz. Buradaki saç, sevda ve siyahlık bir mecazdır. Saç, metaforik olarak dünya halini ifade eder. "Bütün güzellerin ışığı biter, ben ölümsüzü seviyorum, ölümlüleri sevmem." diyor. Kimimiz Ay'da kimimiz yıldızlarda kalıyoruz. İnşallah hepimiz o lâ- ühubbü'l-âfilin mertebesine ereriz. Necip Fazıl, kademelerden geçiyor, en sonunda, "Biricik meselem sonsuza varmak" diyor.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.