Dünya karşısındaki kayıtsızlığını da iste tam bu anda kendi zihninde yakaladı ve babasının sözlerine bir anlam vermeyi başardı: Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acı, susuzluğu,açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazen o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve safadan, lezzet ve şehvetten bir alem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı. Oysa Uzun İhsan Efendi, Dünyanın şahidi olmanın gerçek bir ibadet olduğunu sık sık söylerdi. Her insan şu ya da bu şekilde dünyayı okumalıydı.
" Kültürümüz elden gidiyordu, ona sahip çıkmalıydık. Ömründe hiç Itrî yahut Dede Efendi dinlememiş, Mimar Sinan'ın herhangi bir eserine şöyle bir kere olsun alıcı gözle bakmamış, Fuzûlî'nin tek mısraını bile ezbere okuyamayan ağabeyler "Sinan'lar, Dede Efendi'ler, Fuzûlī'ler, milli kültürümüz, mefahirimiz..." diye söze başlar, hamasi nutuklar atarlardı. Tamam da, bu büyük sanatkârlara bu muhteşem eserleri yaptıran güç nasıl bir güçtü? O ölçülere nasıl ulaşmışlardı? Eserlerini verirken hangi dünya görüşüne dayanmış, hangi estetik ölçüleri uygulamışlardı? Bana Mimar Sinan'dan şu somut yapılar dışında kalan ne? Kısacası, demir leblebi cinsinden bir yığın soru..."
Reklam
152 syf.
10/10 puan verdi
Eşref-i Mahlukatı Anlamak
Eşref-i Mahlukatı Anlamak
Melikşah Sezen
Melikşah Sezen
Bu benim okuduğum ikinci
Melikşah Sezen
Melikşah Sezen
kitabı oldu ben diğer okuduğum kitabı olan Kemalizm ve Maturidilik kitabını beğenmiştim bu kitabı da çok beğendiğimi söyleyebilirim.
Melikşah Sezen
Melikşah Sezen
Eşref-i Mahlukatı Anlamak
Eşref-i Mahlukatı AnlamakMelikşah Sezen · Kayıhan Yayınları · 201969 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
Geçen gün D&R'a girdim gün içinde okumalık bir kitap almak için. Sait Faik'ten Tüneldeki Çocuk'u aldım. İkinciye indirim oluyor diye bir tane daha seçeyim dedim. Bu sefer Türkçe olmasın, fiyatı da diğerine yakın bir şey olsun. Dünya klasiklerde gezerken gözüme çarptı. Bu kitabı bir yerden biliyordum, okuyacaktım. Hatta şimdi buraya girdiğimde gördüm, okuyacaklarıma eklemişim. Başka bir kitapta bahsinin geçtiğini biliyor ama o kitabı asla hatırlayamıyordum. Buraya bir kitabı "okuyacağım" diye eklersem bu kararın sebebini de yazıyorum notlara. Şimdi kitabın "okuyacağım" olan durumunu "okudum" olarak değiştirirken gördüm. Ölmekte Olan İnsanların Yalnızlığı Üzerine'de karşılaşmışım. Öyle bir yük kalktı ki üzerimden. Diğer türlü asla hatırlayamayacak ama hep de huzursuz olacaktım. Yani burayı kendimce işe yarar kullanmamın bir sonucu oldu. Kitaba dair çok fazla söyleyeceğim yok. Yazarın, devrinden bahsediyor olmasının büyük bir güç ya da gereklilik olduğunu bir kez daha gördüm. Bir de şöyle bir gruplama oluştu zihnimde:
Efendi ile Uşağı
Efendi ile Uşağı
-
Günler Aylar Yıllar
Günler Aylar Yıllar
-
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek
Niye bağlandıklarından bahsetmeyeceğim, okuyanlar için çok açık zaten. Yalnız işin şu kısmı güzel, her yeni kitap nöronlar gibi diğerleriyle bağlantı kurup ilişkileniyor. Bu sefer kitabın kendisinden başka anlamlar da ortaya çıkıyor.
Efendi ile Uşağı
Efendi ile UşağıLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,1bin okunma
Dünya kimi aldatmadı ki, onu da aldatmasın?
-İşte adam diyemediğim için beyefendi diyorum ya...
Bir gün Abdülhak Hamit, Lüsiyen Hanım, Fazıl Ahmet Aykaç beraber oturuyorlardı. Bir mesele için beni de çağırmışlardı. O zaman şöyle bir konuşmaya şahit oldum: - Paşam, bütün Türk kadınlarının Lüsiyen(*) gibi hanım efendi, ev kadını, sadık, bilgili olmasını ne kadar isterdim, diye bir söz sarf etti. Atatürk, Türk kadınına bir ecnebinin üstün gösterilme-sine hiç tahammül edemezdi. Birden rengi değişti: - Fakat Beyefendi... diye gürledi. - Aman Paşam, bana beyefendi demeyiniz! deyince: - Peki ne diyeyim, dediler. - Adam deyiniz! cevabı karşısında da: - İşte adam diyemediğim için beyefendi diyorum ya... cevabında bulundular. Çok kızmıştı, nasıl olur da Lüsiyen Hanım bir Türk kadınından üstün olabilirdi? Sonra bunu bir Türk şairi nasıl söylerdi? Onun nazarında Türk kadını, bütün insanlığın en mümtaz varlığı idi. Yavuzları, Kanunîleri o doğurmamış mı idi? Hangi dünya milletlerindeki analar, Türk tarihindeki yiğitler kadar büyük ve mümtaz insan yetiştirmişti?
Sayfa 217Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.