Resul-i Ekrem (sav) efendimiz şöyle buyurmuşlardır: Eğer bir kul, Cenab-ı Hakk'a bir konuda dua eder de icabet olunmazsa onun yerine bir iyilik, bir sevap yazılır.
Efendimiz (sav), ashabını ilahi kelam ile, feyz sohbetiyle, güller açan lisanıyla terbiye etti. Çünkü; Din dille öğretilir. Dil ile tesir edilir. Yaşayan bir kalbe, dil tercüman olur.
Reklam
Efendimiz (sav), "Özür dileyeceğin bir sözü söyleme."buyurmuşlardır.
Sayfa 15 - ibn-i Mace, Zühd, 15Kitabı okudu
Hz. Muhammed
... Peygamber Efendimiz (sav) bir kişiye öğüt verirken ona şöyle buyurdular : "Beş şey gelmeden evvel beş şeyin kıymetini bil!" -İhtiyarlığından evvel gençliğin; -Hastalığından evvel sağlığın ; -Fakirliğinden evvel zenginliğin ; -Meşguliyetlerinden evvel boş vakitlerin ve; -Vefatından evvel hayatın."
Sayfa 33 - Hakim, 15, 341/7846Kitabı okudu
Peygamber Efendimiz(sav) kendisiyle karşılaştığında halini ve durumunu, 15 gündür burada beklediğini öğrenince hemen bu zaman zarfında ne yediğini sormuştur. EBÛ ZER sadece zemzem içtiğini söylemiştir. Bu hadise o günlerin sıkıntılı atmosferini anlatmasının yanında zemzemin ne niyetle içilirse o derde çare olduğunu göstermesi bakımından da hayli ibret vericidir.
Peki ya eskiler, uçak ya da otobüsün olmadığı zamanlarda aylarca süren bir yolculukla Medine'ye gelenler, acaba şehre nasıl girmekte idiler? Eskilerin anlattığına göre, Medine'ye yaklaşan kervanlardaki yolcular şehre birkaç kilometre kala atlarıondan, develerinden iner ve yaya olarak şehre girerlermiş. Şehre girerlerken Kainatın Efendisi'ne (sav) duyulan saygıdan dolayı ayakkabılarını çıkarıp yalınayak yürüyenler bile olurmuş. Tekbirlerle, salavat ve dualarla adım adım ilerleyerek büyük bir tazim içerisinde Efendimiz'in mescidine ve türbesine varırlarmış.Tabi İbrahim Edhem Hazretleri gibi Medine'ye yaklaştıkça her bir adımda durup iki rekat namaz kılarak ilerleyenleri de unutmamak lazım. O en güzele yaklaşmak için eskiler nice güzel davranışta bulunmuşlar...
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.