Demokritos'a göre hakikat bilgisi zordur, çünkü duyular yoluyla algılama özneldir. Aynı duyulardan her birey için farklı izlenimler ortaya çıkardığı için, o zaman duyusal izlenimler yoluyla gerçeği yargılayamayız. Duyuların verilerini yorumlayabilir ve gerçeği ancak akıl yoluyla kavrayabiliriz, çünkü gerçek sonsuz bir derinliktir.
Varoluş ile ilgili çok kesin bir görüş ortaya koymuştur. Evren'deki oluşuma, kesin bir zorunluluk egemendir. Bütün olup bitenleri bir rastlantı ile izâha çalışmak saçmalıktır. "Yaratılmamış, yok olmayan, değişmeyen varlık, özdeksel atomdur. Öz, maddeyi temsil eder ve onunla her nesne yapılabilir." şeklinde özetlenebilecek bir görüşle, materyalist doğa biliminin ilk temellerini atmıştır.
Anaksagoras'a göre benzer benzeri algılayamaz. Algı, karşıtların meydana getirdiği uyarımın sonucudur.
"Bizim kadar sıcak olan veya bizim kadar soğuk olan bir şey bizi ne ısıtır ne soğutur."
Gece görmememizin nedeni de, gecenin siyahlığı ile göz bebeğimizin siyahlığı arasında bir fark olmamasıdır.
Anaksagoras bir yandan duyularımızın zayıf olduğunu ve bize doğruyu vermekten aciz olduğunu söyler:
"Duyularımız zayıf olduğundan doğruyu bilemeyiz."
Öte yandan görünen şeyler sayesinde görünmeyen şeylerin bilgisine erişebileceğimizi kabul eder:
"Görünen şeyler, görünmeyen şeyleri gösterirler."
"Yunanlar doğuş ve yok oluştan söz ederken doğru olmayan bir dil kullanmaktadırlar; çünkü hiçbir şey doğmaz ve yok olmaz.
Sadece var olan şeylerin karışması ve ayrılması vardır.
O halde onlar doğmayı karışma, yok olmayı ise ayrılma olarak adlandırsalar iyi ederler."