Vronski Anna'nın bu kendi kabuğuna çekilme huyunu bilirdi; onun kendi kendine aklından geçenleri kimseyle paylaşmadan bir karar verdiğinde bu sakin haline büründüğünü iyi bilirdi. Bu durumdan korkardı ama yaşanacak çatışmalardan kaçmak isteğiyle inanmak istediği şeye, Anna'nın sağduyusuna inanıyormuş gibi yaptı hatta içten içe buna inandı da.
"Herkes yaşıyor, herkes yaşadığı hayattan keyif alıyor. Bense sanki hapishaneden, telaşlarıyla beni öldüren bir hayattan çıkmış gibi ancak şimdi kendime geldim bir anlığına.
Levin'in gözlerindeki ışık yine söndü. Aynı dün olduğu gibi birdenbire, mutluluğun, huzurun zirvesinden umutsuzluğun, öfkenin ve aşağılanmanın dibinde buldu kendini. Yine her şey ve herkes ona karşıydı.
İnsan duruşunu değiştirmesine neden olacak bir şeyin olmadığını bildiğinde birkaç saat bağdaş kurup oturabilir ama o insan bacaklarını altına alarak oturmak zorunda olduğunu bilirse bacaklarında kasılmalar başlar, bacakları onları uzatmaya niyetlendiği tarafa kendiliğinden çekilir.
Kendini küçülten insan yücelen insandır. Bana teşekkür edemezsiniz siz. Tanrı'ya teşekkür etmeli ve onun yardımını istemelisiniz. Bizler sadece O'nda huzuru, teselliyi, kurtuluşu ve sevgiyi bulabiliriz.
Yaralı ve acıdan ağlayan bir köpeği diğer köpeklerin parçalayacağı gibi insanların da onu mahvedeceğini biliyordu. İnsanlardan korunmanın tek yolunun onlardan yaralarını saklamak olduğunu biliyordu ve geçen bu iki gün içinde bilinçsizce bunu yapmaya çalışmıştı ama artık bu adil olmayan savaşa devam edemeyeceğini hissetti.
kadınları şu an Kiti'nin olduğu gibi, hayatlarının yegâne zafer ânında, taç giymiş halde; kalpleri aşkla, umutla ve korkuyla dolu, geçmişleriyle vedalaştıkları, bilinmez geleceğe adım attıkları o anda hatırlıyordu.
Özgürlük mü? Özgürlük nedir ki? Mutluluk sevmektir, onun istediği şeyleri istemek, onun düşündüğü şeyleri düşünmektir mutluluk. Yani mutluluk özgürlüğün olmamasıdır," dedi kendi kendine.
Hayır, ben evlilik düşmanı değilim. Ben emeğin paylaşılmasına inanıyorum. Ellerinden başka bir iş gelmeyen insanlar üremeli, geri kalanlar ise onların aydınlanması ve refahı için emek göstermeliler. Benim anladığım şey bu. Bu iki zanaatı birbirine karıştırmaktan hoşlanan bir sürü insan var, ben o gruptan değilim.