İçimdeki özlem ve kralın verdiği yedi gün bitmeden onu bir kerecik olsun görmeliydim.
Özlemek düşünmeyi, düşünmek hayal etmeyi, hayaller de şekil ve kalıplar içinde görmeyi getiriyordu.
Sayfa 250Kitabı okuyor
Perde anılar - Çocukluk anıları
Bellekleri, daha sonra kaydetmiş olduğu gelişim neticesinde herhangi bir görsel öğe olmaksızın da işlev görebilen insanlarda (çocukluk anıları) plastik bir biçimde görseldirler. Bundan dolayı da görsel bellek infantil bellek tipini muhafaza etmektedir. Benim de sahip olduğum en erken çocukluk anıları sadece görsel karakter taşıyanlardır; sadece sahnedeki temsillerle mukayese edilebilecek plastik bir biçimde gelişmiş düzenli görüntülerdir bunlar.
Çocukluk çağına ait bu görüntülerde ister doğru oldukları ortaya çıksın isterse de yanlışlıkları kanıtlansın, gözlerinin önünde canlanan tabloda insan kendisini değişmez bir biçimde bir çocuk olarak, bir çocuğun biçimi ve giysileri içinde görmektedir. Bu durumun da şaşkınlık yaratması gerekir; zira daha sonraki yaşantılarına ait anılarında yetişkin görseller artık kendilerini göremeyeceklerdir.
Dahası bu durum bir çocuğun deneyimlediği yaşantılarında dikkatinin sadece dışarıdan gelen izlenimler üzerinde toplanmış olmayıp doğrudan doğruya kendisine yönelik olduğu yönünde öğrenmiş olduğumuz her şeyle de çelişiyor.
Dolayısıyla da insan çeşitli görüşleri dikkate alarak sahip olduğumuz sözde en erken çocukluk anılarının gerçek ansizleri değil onun daha sonra tekrar gözden geçirilmiş bir hali,daha sonraki yıllarda muhtelif psişik güçlerin etkisine uğrayarak değişmiş olabilecek bir hali olduğundan şüphe etmek zorunda kalıyor. Bu yüzdendir ki bireylerin çocukluk anıları genellikle <perde anıların özelliklerine bürünmekte ve bunu yaparken de bir ulusun kendi efsane ve mitler dağarcığında muhafaza ettiği çocukluk anılarıyla hayli dikkate değer bir benzerlik göstermektedir.
Sayfa 59Kitabı okuyor
İskitler
Bu topluluklarda kadının çok önemli rolü olmuştur. Çünkü özellikle göçebe grupların at ve araba üstünde gezgin olmaları ve kadın ve erkeğin aynı zamanda savaşması gerektiğinden, buna göre hazırlıklı oluyorlardı. Bunun için İskit kadını asker olarak yetiştirilmiştir. O, ata biner, ok yay kullanma talimleri yapardı. Savaşlarda kadınların adeti ve kuvvetti önemli bir unsur olmuştur. Anadolu'daki Amazon kadınlar hikayesi bir efsane karakteri taşıyorsa da, birçok medeni ve sanatkârane eserlerin bulunmasına karşılık, İskitler bize yazılı belge bırakmamışlardır.
Batıl İnanç Uğruna
"Masallar masal diye, efsaneler efsane diye anlatılmalıdır. Boş inançları gerçek diye öğretmekten daha korkunç bir şey olamaz. Çocuk aklı bunları kabul eder ve çocuk yanlış şeylere inanır. Bu yanlış inançlardan arınmak çok zor olur ve uzun yıllar alır. İnsanlar boş inançlara bir gerçekmiş gibi inanıp uğruna dövüşürler. Hatta boş inançlar uğruna daha fazla dövüşürler çünkü boş inanç öylesine elle tutulmazdır ki çürütülmesi neredeyse olanaksızdır."
"Ve hayatında ilk defa olarak ağır,ciddi düşündü, kaldı. Hayat bir an içinde,ona,en çıplak ve en kaba haliyle görünmüştü. Bu dünyada her şey ne bayağı,ne beyhude,ne kirliydi!.. Bu dünyada güzellik bir hayal,sezgi bir efsane,asalet ve zarafet, insanın üstünde hafif bir cilaydı."
Sayfa 93Kitabı okuyor
Binlerce yıl önce, birisi ateş yakmasını keşfetti. Herhalde insan kardeşlerine ateş yakmayı öğretti diye, o ateşte yakmışlardır onu. İnsanların korktuğu bir şeytanla işbirliği yapan kötü biri olarak görülmüştür. Ama ondan sonra, insanların ısınmak için, yemeklerini pişirmek için, mağaralarını aydınlatmak için bir ateşi olmuştur. O adam onlara, akıllarına gelmeyen bir hediye bırakmış, karanlığı yeryüzünden kaldırmıştır. Yüzyıllar geçmiş, derken biri tekerleği icat etmiştir. Herhalde o da insan kardeşlerine öğrettiği tekerleğin çarkında parça parça edilmiştir. Yasak şeylerle uğraşan bir küstah olarak görülmüştür. Ama ondan sonra, insanlar artık ufukları aşarak yolculuk edebilmeye başlamışlardır. Bu adam onlara akıllarına gelmeyen bir hediye bırakmış, dünyanın yollarını açmıştır.
"O adam, o boyun eğmeyen ilk adam, insanoğlunun başlangıçtan bugüne kadar yarattığı her büyük efsanenin ilk bölümünde, karşımızdadır. Promete zincirlerle bağlanmış, yırtıcı kuşlara peşkeş çekilmiştir, çünkü tanrıların ateşini çalmıştır. Adem acı çekmeye mahkûm edilmiştir, çünkü bilgi ağacının meyvesini yemiştir. Efsane ne olursa olsun, insanlığın belleğinin gölgeleri içinde, bu güzelliğin bir tek kişiyle başladığı, o kişinin de cesaretinin bedelim ödediği bilinir.
