Yazarokur

Hangi seslenişi imlemekteyiz? Bütün bir yeryüzü konukluğumuz kendisini her yerde, kâh güle oynaya, kâh ite kakıla, kâh kışkırtılarak, kâh ezilerek her şeyin planlanmasına ve hesaplanmasına vakfetmeye çağrılmış bulur. Nedir bu çağrıda dile gelen? Acaba o, yalnızca insanın başına buyruk keyfiyetinden mi ileri gelmektedir? Yoksa bu bağlamda bizzat var olan mıdır bize ilişen, üstelik öyle ki planlanma ve hesaplanmaya yatkınlığı bakımından bizlere söz yöneltiyordur.
Reklam
Olanı, düşünerek deneyimlemediğimiz sürece, olacak olana da asla ait olamayız. Olana bakış olup bitiyor mu? Görülenler olarak bizler, varlığın özünün bakış alanına artık ondan kaçamayacağımız bir biçimde alınıp götürülecek miyiz?
Bölük pörçük düşünülmüş olan şimdiki zamana ait şeylerin süresini, dolu dolu gelmekte olana uzatabilecek bir biçimde geleceğin imgesini hesap yoluyla çıkartmak için kuru kuruya sürdürülen bütün gelecek avları, halen daha teknik-hesaplayıcı temsilin egemenliği altında kıvranıp duruyor.Hazır gerçeği, morfolojik ve psikolojik olarak yıkım ve zarar, alınyazısı, felaket ve çöküş bağlamında hesaba katma girişimlerinin hepsi de salt teknik bir tutumdan başka bir şey değildir. Bu tutum, hazır oluşları sonsuza kadar çoğaltılıp,tekrar tekrar çeşitlendirilebilen belirtilerin sayılmasındaki donanımla iş görür.

Reader Follow Recommendations

See All
Insan ancak varlığın çobanı olarak varlığın hakikatinin başında beklediği zaman, kuru bir bilme isteğine kapılmaksızın, varlık yazgısının sahneye çıkmasını umabilir.
Reklam
318 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 12 days
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf
8.2/10 · 61.8k reads
Öyle bir an gelir ki tüm kararlar kötüdür; sorun, sonradan en az pişman olacağın kararı bulup seçmektir...
Ömer Hayyam*
Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz: Kuklacı Felek Usta, kuklalar da biz. Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer; Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz...
Günümüzde seyyahların hep acelesi var. Telaş içinde, her ne pahasına olursa olsun, diyerek geliyorlar. Ama gelmek bir yolun sonuna varmak demek değil... İnsan her menzilde bir yere varır... Her adımda gezegenimizin gizli kalmış bir yüzünü keşfedebilir. Bunun için bakmak, istemek, inanmak, sevmek yeterli...
Ne bilginler geldi,neler buldular? Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar... Hangisi yarıp geçti bu karanlığı? Birer masal söyleyip uykuya daldılar...
Reklam
Denize düşüp kaybolan su damlası Toprağa karışan toz zerresi Nedir bu dünyaya gelip gidişimizin manası? Fena bir böcek işte,bugün var yarın yok.
Ömer Hayyam
Ömer Hayyam
Kalk haydi! Ebediyen uyuyacağız zaten...
Ömer Hayyam
Ömer Hayyam
TH: "Senin gibi adamlar siyasetten yüz çevirdikleri için bu kadar kötü yönetiliyoruz. Sen de mükemmel bir vezir olmak için gereken tüm vasıfların bulunduğu kanısındayım." ÖH: " Yönetmek için gereken vasıflarla iktidara gelmek için gerekenlerin aynı olmadıklarını düşünüyorum. İşlerin iyi idaresi insanın kendini unutup sadece başkalarıyla özellikle de en muhtaç durumdakilerle ilgilenmesini gerektirir; Oysa iktidara gelmek için insanların en açgözlüsü olup kendinden başka hiçbir şeyi düşünmemek, en yakın dostlarını bile ezmeye hazır olmak lazım... Ben iktidar istemiyorum."
Cennet de sende, cehennem de...
Ömer Hayyam
Ömer Hayyam
"Her yere hafiye yerleştirirsen" diye uyarmıştı onu, gerçek dostların kendi sadakatlerini bildikleri için bu yapılandan kuşku duymazlar. Oysa ki hainler hemen dikkat kesilir. Hafiyeleri satın almaya bakarlar. Yavaş yavaş gerçek dostlarının aleyhine, düşmanlarının ise lehine raporlar almaya başlarsın. Sözler ister iyi, ister kem olsunlar; oklara benzerler. Sürüyle atarsın içlerinden biri hedefi vurur. Giderek gönlün dostlarına kapanır, hainler yanına yörene yerleşir. O zaman gücünden ne kalır geriye?
559 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.