Jules Verne'in sadece dönemin teknolojik yeniliklerine ve keşiflere vurgu yaptığı değil aynı zamanda sosyo-ekonomik hayatı tümden etkileyen siyasi hareketlere de atıf yaptığı bir eser. Alışılmışın dışına çıkarak komünizm ve anarşizme değinmiş. Çok da iyi etmiş. İlgimi çeken sosyolojik değerlendirmeler oldu. Karakter değişimi de çok güzel işlenmiş. Spoiler olmasın diye bir şey yazamıyorum.
Diğer Jules Verne eserlerindeki gibi teknik terimlere ve coğrafi kavramlara sık başvurulmuş. İsimler ve kavramlar arasında kaybolabiliyorsunuz. Genelde yazarın kitaplarından alınan zevki arttırmak için bir yandan harita üzerinde olayları takip etmek benim kişisel tercihim. Belki de böyle yaparak ana karakter Kaw-Djer ile birlikte seyahat etme şansı yakalıyorumdur, kim bilir...
Siz tabii ki bu kavramlardan ziyade Kaw-djer'in ideolojisine ve verdiği mücadeleye odaklanın. Kitap şahane sosyolojik çözümlemeler yapıyor. 130 yıl önce yaşananların aslında günümüzden çok da farklı olmadığını, hırslarının peşinden gidenler arasında kaw-djer gibi bir "özgür"ün nasıl sıyrıldığını göreceksiniz. Zaten bu yazımı okuyorsanız muhtemelen "şimdi uzak bir diyarda hiç kimseye ve hiçbir mülke/nesneye bağlı olmadan yaşamak vardı" diye aklından geçirken insanlardan birisinizdir.
MacellanyaJules Verne · Tübitak Popüler Bilim Kitapları · 2002245 okunma
Sonra koca altın kayasını ayağıyla iterek:
-Git, lanetli altın! Diye haykırdı. Defol, gözüm görmesin seni! Keşke insanlığın bütün kötülükleri ni de seninle birlikte suya gömebilseydim!
Hakkında bu kadar çok bahsedilip, içinden bu kadar az ders çıkarılabilinmesine üzüldüğüm bir eser. Futbolla azıcık içli dışlıysanız hemen her futbol yorumcusunun övgüyle bu eserden bahsettiğini bilirsiniz. Ne var ki bu yorumcuların çok çok azı içindeki mesajları dile getirmekte cesur olabiliyor. Ya da korkuyorlar, bilemiyorum. Kitap, futbolun teknik ve taktik yönlerinden, maç hatıralarından ziyade futbolda siyaset, kültürel farklar, darbeler, ırkçılık gibi konulara değiniyor. İnce mesajlar var. Şimdi spoiler vermeyeyim. TFF şurada bahsedilenlerden en azından 2 paragrafı gündemine alsa Türk futbolunu baştan yorumlar, Avrupa seviyesine çıkarır. Okurken "aa, aynı bizim ülke" diyeceğiniz anlar olacak. tabii kitap yazılalı hayli süre geçmiş fakat yine de güncelliğini koruyor. İlginizi çekecektir, tabii futbol ve siyasetle ilişkiniz varsa.
Modernleşme tarihine çok iyi ve bilgilendirici başlamış fakat 1950lerle birlikte bu çizgiden uzaklaşıp sadece siyasal hayata dair bilgiler vermeye başlamış. Türkiye'de modernleşme 1950 ile sona ermiyor.
Kitap taraflı mı? Taraflı. Tarih sahnesinden bir kişinin hamleleri ile ilgili yorum yapılırken -haklı olarak- gibi ifadeler kullanmak biraz saçma.
Benzer konuları anlatan 4-5 kitap arasında bu kitabı okunabilir kılan şeylerden biri dilinin akıcı olması. Antlaşma, sözleşme vb. metinlerin detaylarına girilmeden okuyucuyu yeterince bilgilendiriyor. Ayrıca bir konuyu ele alırken hem olumlu hem olumsuz yönlerini okuyucuya sunuyor. Bu yüzden size muhakeme imkanı veriyor.
Döneme dair yeterli bilgiyi vermekte.
Kitabı yıllar önce okuduğumda siyasi tarihi bana çok sevdirmişti. Sıkılmadan okunacak ender ders kitaplarından biri. Bildiğiniz konuları akıcı bir dille işlediği için tekrar kendini okutturuyor. Zaman zaman güzel anekdotlar da veriliyor ki içlerinden en güzeli, liseden beri bildiğimiz "Yavuz" ve "Midilli" zırhlı gemilerinin bize anlatılmayan yönüdür bence.
Gelelim kitap hakkında yapılan "objektif", "tarafsız" yorumlarına. Kitap gayet taraflı yazılmış. Napolyon ve Hitler'in hamleleri için kişisel görüşler belirtiliyor. Tarihin en trajik saldırılarından biri olan Hiroşima ve Nagazaki için "ABD'nin haklı gerekçeleri vardı" denilmekte ve 4 maddede bunlar sıralanmakta. Bu nasıl tarafsızlıktır?
Neticede kişisel görüşleri dışarıda bırakırsanız gayet okunabilir, başarılı bir kitap.
"...bazı yabancı gözlemcilere diktatörlük gibi görünmüş olan kemalist tek parti modelinin de, Osmanlı siyasal sistemine göre çok daha demokratik olması..."