Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk Ocakları Ankara Şube Başkanı TÜRKÂN HACALOĞLU’nun toplantıyı açış konuşması “20 yıl önce ebediyete gönderdiğimiz Türk milliyetçilerinin Galip Abisi için bugün burada toplanmış bulunuyoruz. Siz Galip Abi dostları, hepinize ‘Hoş geldiniz.’ diyorum. Bugünün anlamı benim için çok önemli. Çünkü çok değer verdiğim üç önemli şahsiyet şu anda
“Sabah kalktıktan hemen sonra sessizlik sığınağına git. Sakince otur ve odaklan. Sonra kendine şu soruyu sor: 'Eğer bugün benim son günüm olsaydı ne yapardım?' Burada anahtar bu sorunun gerçek anlamını yakalamaktır. Zihninde yapacağın her şeyin, arayacağın insanların ve keyif alacağın anların listesini yap. Bu şeyleri büyük bir enerji ile yaptığını canlandır. Ailene ve arkadaşlarına nasıl davranacağını hayal et. Hatta bu gezegendeki son günün olsaydı sana tamamen yabancı olan kişilere nasıl davranacağım da kalanda canlandır. Sana daha önce söylediğim gibi, her gününü son gününmüş gibi yaşadığında yaşamın sihirli bir hale dönüşür.
Reklam
".... Sabah kalktıktan hemen sonra sessizlik sığınağına git. Sakince otur ve odaklan. Sonra kendine şu soruyu sor: 'Eğer bugün benim son günüm olsaydı ne yapardım?' Burada anahtar bu sorunun gerçek anlamını yakalamaktır. Zihninde yapacağın her şeyin, arayacağın insanların ve keyif alacağın anların listesini yap. Bu şeyleri büyük bir enerji ile yaptığını canlandır. Ailene ve arkadaşlarına nasıl davranacağını hayal et. Hatta bu gezegendeki son günün olsaydı sana tamamen yabancı olan kişilere nasıl davranacağını da kafanda canlandır. Sana daha önce söylediğim gibi, her gününü son gününmüş gibi yaşadığında yaşamın sihirli bir hale dönüşür. Beni de Işık Saçan Yaşam ritüellerinin yedincisine getirir; Müzik Ritüeli." .... ".... Bilgeler yaptıkları müziği seviyorlardı. Tıpkı güneş gibi o da spiritüel bir destek sağlıyordu. Müzik onları güldürüyor, dans ettiriyor ve şarkı söylemeye itiyordu. Senin için de aynı etkiyi gösterecektir. Asla müziğin gücünü unutma. Her gün müzikle bir miktar zaman geçir; bu işe giderken arabada yumuşak bir müzik dinlemek bile olabilir. Kendini üzgün veya yorgun hissettiğinde biraz müzik dinle. Bu, benim bildiğim en iyi motive edici eylemlerden biri."
Şehitler köprüsü, Fatih Sultan Mehmed köprüsü, Osman Gazi köprüsü, Yavuz Sultan Selim köprüsü... Biraz empati yaptım da, eğer bir İslam düşmanı olsaydım, şu isimleri duyunca ben de kudururdum! Devlete şirk koşan FETÖ'ye, devletin neler yaptığını gördünüz! "İslam devletine karşıyım" diyerek Allah'a şirk koşan Kamalizm yaranıcısı sahte hocaya da Allah'ın neler yapacağını göreceksiniz... Bugün asli vazifemiz, son 100 yılda cahil bırakılmış olan bu millete, acilen din ilimlerini öğretmektir. Bunun eğitimini hızlı bir şekilde veremezsek, bizim çocuklarımızı alır, zihinlerini doldurur ve birer canlı bomba olarak yine bize karşı kullanırlar... "…ve lâ taktulû enfusekum. – Kendinizi öldürmeyin!" (Nisâ 29) Fetö'yü bahane ediyor, cemaatleri eleştiriyor! Hasan Sabbah'a bakıyor, Ahmed Yesevi'yi eleştiriyor!! "Semih Terzi de asker, Ömer Halisdemir de asker" diyor!!! Tek kelimeyle sahtekarsınız... Abdülaziz Bayındır, X Men’deki Wolwerin gibi! Hiçbir reddiyemiz acı vermiyor. Deliller, bi kulağından girip öbür kulağından çıkıyor; hiç değişim yok! Kur’an’ı tahrif yoluna adanmış, hastalıklı bir ruh hali...
Yatağın başucundaki dolaptan bir deste kâğıt aldı. Ortalık henüz tamamen kararmamış olduğu halde perdeleri kapadı ve lambayı yaktı, masanın başına geçerek, kurşunkalemiyle ve acele acele yazmaya başladı: "Ömer! Seni bırakıp gidiyorum. Bunun bana ne kadar acı geleceğini, hayatta senden başka hiç kimsem olmadığını bilirsin... Senin de benden
Sayfa 227 - YAPI KREDİ YAYINLARIKitabı okudu
I. - Oturmamış içgüdüler, hasara uğramış inançlar, takıntı ve mızmızlanmalar. Romalar'ı ve Atinalar'ı kollayan genç Alaric'lerin karşısında, her tarafta emekliye ayrılmış fatihler, kahramanlık rantiyeleri; her tarafta hantalların paradoksları. Eskiden salon nükteleri ülkeleri katediyor, sersemleri ya şaşkına çeviriyor' ya da inceleştiriyordu.
Reklam
TÜRKÇÜLÜĞE KARŞI YOBAZLIK Fatih çağından sonra “Medrese”nin Türk fikir ve siyaset hayatına hakim olması ile başlayan taassubu, türlü iç kavgalara ve kan dökülmesine sebep olarak günümüze kadar gelmiştir. Din bilginleri arasında Ebussuud gibi müsamahalı ve akıllıları bulunduğu gibi, her türlü fikir değerlerinden mahrum ve devleti batıracak
55 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.