Unutmayın ki, zihinsel toplumun barındırdığı nüfus, her seferinde aynı biçimde oy vermeyebilir.Bu nokta sizi siz yapan şeyin günbegün,anbean aynı olduğunu varsayan bilinç odaklı tartışmalarda genellikle atlanmaktadır. Bazen iyi bir okuyucusunuzdur, bazen dalar gidersiniz. Bazen doğru sözcükleri bulursunuz, bazen diliniz düğümlenir. Bazı günler çamura saplanmış bir sopa, diğerlerinde kaygıdan kurtulmuş özgür bir ruhsunuzdur. Öyleyse gerçek siz kimdir aslında?
Zaferler ve yenilgiler,adı kader olan bilinmez bir yasaya göre birbirini izlerler;kader,felsefi olarak yoksun kaldığımızda, şu dünyadaki ya da herhangi bir yerdeki ikametimiz bize çözümsüz,maruz kalınacak bir lanet gibi saçma, ya da hak edilmemiş göründüğünde başvurduğumuz sözcüktür.
Tek olmaktan duyduğu gurur,insanı,kendi derdine aşık olmaya ve tahammül etmeye teşvik eder.Bir ıstırap dünyasında ıstırapların her biri,diğerlerine nazaranda tekbencidir. Mutsuzlukta özgünlük, onu kelime ve hisler bütünü içinde tecrit eden sözel niteliğe bağlıdır.
Eğer dünyadaki konumumuzu doğru olarak anlayabilseydik;eğer kıyaslamak,yaşamaktan ayrılmaz olsaydı,mevcudiyetimizin ufaklığının açığa çıkması bizi ezerdi. Ama yaşamak,kendi boyutlarına karşı körleşmektir.
“Düşüncenin doğasında iletilmek vardır:yazılmak,konuşulmak,gerçekleştirilmek.Düşünce çimen gibidir. Işığı arar,kalabalıkları sever,melezlenmek için can atar,üzerine basıldıkça daha iyi büyür. “
''Acı çekme yaşamımızın koşulu. Başına geldiği zaman fark ediyorsun. Onun gerçek olduğunu anlıyorsun. Tabi ki,tıpkı organizmanın yaptığı gibi,hastalıkları iyileştirmek,açlık ve adaletsizliği önlemek doğru bir şey. Ama hiçbir toplum var olmanın doğasını değiştiremez. Acı çekmeyi önleyemeyiz. Şu acıyı,bu acıyı dindirebiliriz ama, Acı'yı dindiremeyiz.''
''Utancımızın temeli işlediğimiz hata değil,kendimiz seçmeden olduğumuz şey olmaktan duyduğumuz küçük düşme duygusu ve bu küçülmenin her anından görebildiğine dair o dayanılmaz duygudur. ''
''Kurşun tek,insan tek; kurşun nereye isterse uçar,kader insanı dilediği yere sürükler. Bir o yana bir bu yana. İnsan dediğin tüy,serçe tüyü. Seni neyin beklediğini asla bilemezsin. Sırra ermek elimizde değil... ''
'' Çok insan, az düşünce vardır: Hepimiz düşüncelerimizi birbirimize aktarır,birbirimizden ödünç alır,çalarken aşağı yukarı aynı şeyleri düşünürüz. Ama biri ayağıma basarsa,acıyı hisseden sadece ben olurum. Ben'in temeli düşünce değil acıdır,en temel duygu olan acıdır. Acı benmerkezciliğin büyük okuludur.''
'' İçindeki çocuğu sağlıklı geliştirebilmiş bireylerin kişiliği ''gerçek''tir; çünkü bu kişilik bireyin kendine özgü düşünce,duygu ve davranışını belirtir. ''
''Ben sendeyim,sen de bendesin, biz dünyada dünya da bizdedir,hepimiz bir bütünüz. Dünyaya zarar verirsen,insanlara veya hayvanlara kötülük yaparsan,kendine zarar vermiş,kendini sakatlamış ve hayatını karartmış olursun.''
'' Hayattaki aşırı düzensizliğin başlıca nedenlerinden birisi herkesin hayatta iyi bir düzen kurmaya çalışması, fakat hiç kimsenin hayatını düzene sokmak istememesidir. ''
'' Biz gelmeden çok önceleri mikroplar dünyanın hakimiydi.Ve geldiğimizde biz de elbette etrafımızdaki mikroplarla iletişim kurmanın yollarını geliştirdik. Tersi düşünülemezdi bile; aksi durum gözlerimizi bağlayıp kulaklarımızı ve burnumuzu tıkayarak bir başka kente taşınmaya benzerdi. Üstelik mikroplar sadece kaçınılmaz değil, aynı zamanda faydalıydı. Öncü hayvanları beslemişlerdi. Ayrıca besince zengin alanları, yaşama olanak tanıyan sıcaklıkları ve üzerine yerleşilebilecek düz yüzeylerin bulunduğu yerleri işaret eden değerli ipuçlarıydı mikroplar. ''
“Dünya yavaş yavaş şeffaflığını kaybedip donuklaşmaktadır, anlaşılmaz olmaktadır,bilinmezliğe atılırken,dünyanın ihanetine uğrayan insan içinin derinliklerine,özlemlerine,hayallerine,isyanına kapanır ve içinden yükselen kederli sesle kulakları uğuldadığından,kendisini dışarıdan çağıran sesleri artık duymaz olur.”