Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
Siyasetçi ve Şair Kimliğiyle Bülent Ecevit
Bülent Ecevit’i sadece siyasi olarak tanıyordum, onun ne edebiyatla ilgilendiğini ne de şair olduğunu biliyordum... Siyasi başarısının yanında gazetecilik, tercümanlık, şair kimliği de hayli başarı gösteriyor. Ecevit’i biraz tanımak gerekirse; 1931 yılında Ankara Necatibey İlkokulu’nda başladığı öğrenim hayatını, Mimar Kemal İlkokulu’nda sürdürür.
" Ben dünya vatandaşıyım. Benim milletim insanlık. İnsanların kan dökerek çizdiği sınırlar umurumda değil."
Başta #fantastik , #ütopik bir #kitap gibi başlayan, sonra #distopya ya evrilen; sistem, eğitim, inanç, bakış açısı konusundaki eleştirileri ve gerçekleri farkı bir dünya üzerinden yüzümüze tokat gibi çarpan,çok beğendiğim ve
Başta iki dostun Yasef ve Hebun'nun vasiyeti ile başlıyor. Hebun'a öyle bir sorumluluk verir ki bilmediği bir dünyaya adım atmış .
Hotoslar yani geçmiş bir kavmin lanetlenmişler ve minik insanlar olarak hayatlarina devam ediyorlar. Yasef ve hotusların yardımıyla onlar için her türlü ihtiyaçlarını karşılayacak bi ülke kurmuşlar. Teknoloji aletler ile tanıştırıp okuma yazma öğretmiş . Yani hayatlarını kolaylaştıracak bilgi aktarımı diyebiliriz.
Öbeka; özgürlük barış eşitlik kardeşlik ve adalet ilkelerinin baş harflerinden oluşuyor . Bu isim onlarin kurduğum ülkeye çok yakıştı. Çünkü bu ülkede her bir eğitim inanç düşünce ve ifade özgürlüğü barış ve kardeşlik adil ve eşit bir yaşam sağlanmış.
Hotuslar birlik beraberlik içinde yaşarken okuyor öğreniyor , çiftçilik ile uğraşıp her türlü ihtiyaçlarını karşılayıp eşit sekilde paylaşmışlar. Aradan gecen yillarda dini ayrımlar ile her topluluk kendi liderini çıkartmış . Seçimler yapmaya toplumsal statü ayrımları yapilmaya başlanmış. Sevgi ve eşitlik yerini acı ve adaletsizlik kol gezmiş. Ama birbirlerine bağlılıkları ile işler rayına girmiş midir ?
Son olarak Filbahri çiçeğini eserden duydum bi bakın isterim çok güzel bi çiçek
Montessori Potansiyeli ~ Paula Lillard Preschlack
Hayatımızda "özgürlük" kavramı ne kadar da önemli, değil mi? Her birimiz, kendi yolumuzu çizme, kararlarımızı alma ve kendimizi ifade etme arzusu içindeyiz. Peki, bu özgürlük hissinin, çocukluk döneminde nasıl bir etkisi olduğunu hiç düşündünüz mü ? Bir çocuğun özgürlüğü; kelebeğin
“Genel bir acımanın nesnesi olmak da toplumsal ölümün bir şekliydi.”
.
.
Yazarın kalemiyle tanışma planım iki yıldır var bir şekilde hep ertelense de en sonunda en beğenilen eseriyle kendisiyle tanışmış oldum. İlk izlenim akış bakış açısı tekniğiyle ilerleyip konusu gereği hukuki terimlerle harmanlanmış olsa da hızlı ilerleyen ve gayet anlaşılır açık bir dili vardı.
Konuya biraz değinecek olursak da 60 ına merdiven dayamış Aile Hukuku alanında başarılara imza atmış ancak aynı başarıyı özel hayatına yansıtamayan, ailesini kariyerinin gölgesinde tuttuğunu yeni farketmeye başlayan bir hakime hanımın baktığı bir kaç davaya tanık oluyoruz. Koyu Katolik, Yahudi, Yehova Şahidi olan ailelerin arasında inanç özgürlüğü ile yaşam hakkı, eğitim hakkı, ifade özgürlüğü gibi kavramların baş kaldırısını okuyoruz. Tarafsız ve nesnel olmaya çalışan yargı makamındaki hakimin doğru kararı verebilmek için “çocuğun refahı” nı düşünürken tabir-i caizse kılı kırk yarmasını izliyoruz. Sahi sizce bir çocuğun refahı neydi?
Hayat için Ben de Varım..
"La ilahe illallah" Özgürlük demek. Özgürlüğü hissetmek için özgür eğitim temelini oluşturup hayatımıza koymamız gerek. Bunu Müslümanlardan önce fark eden "Ezen Güç" dediğimiz siyonizmi oluşturanlar, bunun için en temelden; eğitimden, kültürden değiştirmeye 1905' den beri başladılar. Uluslararası topluluklar oluşturma girişimine girerek Ümmet olma bilincini ırkçılıkla, modernleşme başlığıyla, mezhepler gibi fitneleri çıkartarak bozmayı başardılar.
