Gerici eğitim sistemi ile beyinleri yıkanan genç kuşaklar yönetimde görev aldıkları zaman; ülke çıkarlarını değil kendilerini eğitenlerin sözcüsü konuma gelmiştir...
(Emile Zola)
Cumhuriyet dönemide eğitim sisteminde benimsenen felsefeye ilişkin sonuç olarak şunları söylemek olanaklıdır: Cumhuriyet dönemi Türk Eğitim Sistemi;
pragmatik felsefeye ve onun eğitimde uzantısı olan ilerlemecilik akımına dayanmaktadır. Bu dönemdeki anayasalar, ve tüm hükümet programları ilerlemecilik eğitim akımının özeliklerini taşımaktadır.
Yarın genel bir iş bırakma eylemi var. Eylemin nedeni sistemin hepimizin kafasına çökmüş olması. Bedelini bizlerin ödüyor oluşu. Tabi bu durumu kimi "Iraklı bir mülteci " tarafından diye özel olarak belirtip, işi ırkçı bir boyuttan değerlendirse de emin olun o kişi de yaşadığı onu asıl tehdit edenin bu mesleği itibarsızlaştıranlar olduğunu biliyor.
Ve biz yarın İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde olacağız.
4-5 yıldan fazla zorunlu eğitim bu ülkeye kötülüktür.
1- Ara meslekler ölür
2- Kışla tipi eğitim ile ideolojik tek tip insanlar yetişir düşünce özgürlüğü olmaz
3- Üniversiteye kadar uzanan bu sistemle hem ara meslekler öldüğü gibi hem işsizlik artar hem üretim düşer.
4- Bu kadar üniversite ve okul sadece işsiz sayısını örtmek için kullanılıyor.
5- Bazı yerlerde 1 öğrenciye 1 okul 1 öğretmen gibi uygulamalar ile kamu israfını artırır.
6- Zorunlu eğitim ile zorla tutulan çocuk okumak isteyene de mâni olur.
7- Mevcut eğitim sistemi ile bu ülke bir adım ileriye gitmez hep 1940 ideolojisinde kalır, işsizlik oranı her geçen gün katlanarak artar...