Aydının gerçek işlevi yöneticilik, örgütleyicilik ve eğitimciliktir. Sorun genişleyecek, "yönetici işlevini" karakteristikleri, eğitimin genel ilkesi ve her insan kişiliğini oluşturan özellikler ile örtüşecektir.
Benim için İnsan, pek çok mekanizmadan oluşmuş bir makine. Bu mekanizmaların ahlaki ve zihinsel olanları, içerideki Efendinin dürtülerine göre otomatik olarak hareket ediyorlar. Bu efendiyse, mizaçtan ve pek çok dış etkenle eğitimin birikiminden inşa edilmiş. Makinenin tek işlevi, arzuları iyi ya da kötü olsa da Efendinin ruhsal tatminini sağlamak. Mutlak iradesiyle itaat edilmesi gereken, her zaman da itaat edilen bir makine.
G.A: Belki de "Ben" nefistir, olamaz mı?
Y.A: Belki de öyledir. Nefis nedir?
G.A: Bilmiyorum
Y.A: Hiç kimse bilmiyor.
Benim için insan, pek çok mekanizmadan oluşmuş bir makine. Bu mekanizmaların ahlaki ve zihinsel olanları, içerideki Efendinin dürtülerine göre otomatik olarak hareket ediyorlar. Bu efendiyse, mizaçtan ve pek çok dış etkenle eğitimin birikiminden inşa edilmiş. Makinenin tek işlevi, arzuları iyi ya da kötü olsa da Efendinin ruhsal tatminini sağlamak. Mutlak iradesiyle itaat edilmesi gereken, her zaman da itaat edilen bir makine.
Eğitimin asıl işlevi, sizden bir katip, yargıç, başkan çıkarmak değildir; bu çürümüş toplumun tüm yapısını anlamanıza yardım etmek ve özgürlüğe erişmenizi mümkün kılmaktır ki çemberi kırıp farklı bir toplum, yeni bir dünya yaratabilesiniz..
Çoğunlukla gayet gösterişli olan diploma törenleri, tıpkı Ortaçağ'daki genç soyluların şövalyeliğe kabul törenlerine benzer. Aslen çok açık, fazlasıyla apaçık olan eğitimin teknik işlevi, bir teknik yetkinliğin aktarımı ve teknik olarak en yetkin olanların seçilmesi yönündeki işlev, bir toplumsal işlevi gizler: Bu, toplumsal yetkinliği statüleri gereği ellerinde tutanlara, yani burada kullanılan terimle nisei'lere (ikinci kuşağa) yönetme hakkının verilmesidir. Burada, Japonya'da da tıpkı Fransa'da olduğu gibi, sanayiyi yönlendiren yöneticilerin, büyük doktorların, üst düzey bürokratların, hatta siyasi yöneticilerin oluşturduğu okula bağlı kalıtsal bir arîstokrasi vardır ve bu okula bağlı soyluların önemli bir bölümü, soyluluk unvanlarını akademik ünvanlara dönüştürmüş olan eski gerçek [ kan bağına dayalı] soyluların mirasçılarıdır.