Çocukluğumun yaraları
Düşe kalka oyunlar içinde ki eğlence içinde
Mutlu huzursuz akşamları anıyorum
Geçmişe yolculuk biletimle
Hızla geçen ömrüme yavaş gitsin diye fayton kiraladım
Huysuz atlar yorgun bedenim gibi ömrünü
Önündeki yulardan başka biseyin olmadığını
Ölümün onun özgürce kırsalda koşup oynamayı istediği kadar aceleci koşturmacası içinde hayatını adadığı arabaya öfkeli
Tek dostu bildiği faytoncu
Onu yaşamak için onca insanın yükü üstünde dört nala sürüyor
Bindiğim fayton süslü kurdeleler kadar kırmızı
Ve alımlı haliyle gözlerimi kamaştırıyor
Güneşin de yansımasıyla masallardaki
Kadar görkemli ihtişamlı haliyle
Beni üzmeye yeticek kadar görkemli
Yürümek istiyorum
Koşamadığım sokakları her köşesinde güller olan pembe boyalı taşlar içinde çocukken oyunlar oynadığımız taşların rengi kadar mutlu renkli bir yasamı istiyorum
Ben çocukluğumu çocukken olduğum
Gibi yanında bir köşende kalıp büyümek istemiyorum
MELANKOLİ / CİVELEK
Ruhunuz melankoli deryası mı? Yoksa civelek civelek mi? Melankoli; kişinin belirli bir neden olmadan çöküntü durumuna girip çevreden gelen uyaranlara kapanması, güçlü suç ve günah duyguları içine düşmesi durumudur. Kara sevdadır. Mecaz anlamda da hüzündür. Civelek; canlı, neşeli ve sokulgan demektir. Zıtlıklar belki de hayatın tadıdır. Bu dünyada kalıcı olmadığımız için ruhumuzun arada değişmesi normal. Neyse... Civelek sözcüğünü sevdim sanki. 2023'te kaybettiğimiz Güzide Kasacı'nın seslendirdiği "Civelek" adlı şarkının sözlerini okuyalım. Bu şarkı, eskiden düğünlerde sıkça çalınırmış. "Sevişmek" sözcüğünü en güzel, masum ve olumlu anlamda düşünün lütfen.
"Bu gece düğün dernek
Binbir geceden örnek
Sevişenler bu gece
Civelek civelek civelek civelek
Bir çiçek bir kelebek
Bu gece mutlu gece
Vur patlasın eğlence
Dirlik düzenlik olsun
Civelek civelek civelek civelek
Sevişen iki gence
Bu gecenin adına
Doyulur mu tadına
Sevişenler bu gece
Civelek civelek civelek civelek
Erecek muradına
Bu gece mutlu gece
Vur patlasın eğlence
Dirlik düzenlik olsun
Civelek civelek civelek civelek
Sevişen iki gence"
Konuşma, yemek, eğlence ve kibir konusunda kendine hakim olma, ruhsal gelişimin en temel esasıdır.
Nouman Ali Khan
"Bazı aşklar yarım kalır seven olsada, bazı aşklarda eğlence için olur seven olmasada..."🥀
Maalesef...
İslam âlemi(!), Yahudilerin, İslam'a ne derece düşman olduklarını görmezden gelmekte ve onlara verilmemesi gereken tavizleri vermektedir. Bunun neticesinde öyle bir hale gelinmiştir ki, şu zamanda bütün İslam âleminin gözlerinin içine bakarak, hiç tereddüt etmeden soykırım yapmaktadırlar. Bunların karşısında İslam âleminin "istersek onları tükürüğümüzde boğarız" sözleri ancak içi boş bir cümle olarak kalmış, hakikatte ise hiçbir etki bırakmamıştır. Düşman gözümüzün önünde katliam yaparken, İslam âlemi, eğlence mekanlarında çeşit çeşit haramlara ve fasıklığa dalmışlardır. Tüm bunları anladıktan sonra sizlere şunu nasihat ediyoruz: Düşmanınızı iyi tanıyın! Bu sizin vazifeniz ve sadece kendiniz tanımakla yetinmeyin, eşlerinize, çocuklarınıza, anne ve babalarınıza, yakın akrabalarınıza ve arkadaş çevrenize de anlatın, haber verin. Karşımızdaki düşman bizi çok iyi tanıyor fakat biz bu hakikati görmezden geliyoruz. Hakikat anlaşılmaya başlandığında ise iş işten geçmiş olacaktır.
LÂİK DÜZENİN TEZATLARI, ZEHİRLİYOR!..
Okulun kapısında mezuniyet törenine girmek için mini etekle bekleyen kızın da başörtülü anasının da çok bir suçu yok. Var ama yok. Çünkü okulun mezuniyet töreni mini etek kaldırmayacak gibi değil. (Hepimiz o çarklardan geçtik.) Eğer o okul bir medrese olabilseydi, kutlamaları o hüviyetin izlerini taşıyabilseydi, zaten kızın kalbi, eğer bir küfr-i inadî sahibi değilse, mini etek giymeyi kaldırmayacaktı. Sözgelimi: Kur'an okunup, dua edilip, dağılınacak yere o kıyafetle gitmez bu kızlar. Bu kızlar Milli Eğitim'in sergüzeştinden senelerce "Mini etekle de bu etkinliğe katılırım!" umudunu aldılar. Muhtemelen törenin içeriğinde eğlence de var. Neyse. Şunu demek istiyorum: Yasağın konulacağı yer kapının önü değil. Yasağı önce o kızların Müslüman kalbine koymak lazım. Onun da yolu bir imân hamlesidir. Bu memleketin nereden gelip nereye gittiğini belirginleştirmektir. Bizim lâik düzende süregelen tezadımız bu gençleri de zehirliyor. Devlet neyden hoşlanır/bekler tam teşhis edemiyorlar...
(Tâlibân Şortlu Kızlarla Baş Edebilir mi? Ahmet Ay, 14 Haziran 2024,
risalehaber.com)