Anadolu'da bir laf vardır;herkes cenazelerde cenazeye değil kendine ağlar derler.Bende de durum böyle oldu.Kimi zaman onların hikayesine kimi zaman onların hikayesindeki kendime ağladım.
Kendimizden olanları,kendimiz gibi gördüklerimizi,olmak istediklerimizi merak eder,onlara özenir heves ederiz yaa Heves Ali'nin hikayesi ne çok yaban geldi ne de çok yakın.Köyümüzden, komşumuzdan,tanışımızdan biriydi sanki Heves Ali.Dilim,yüreğim el vermedi ona kızmaya.Her insan kendi varoluşunu tamamlamaya gelmişti dünyaya.Onunki de böyle bir hikayeydi eksiğiyle,tamamıyla.Hemen hemen yakınlaştığımız her kahramanın bir kusuru var hayatını derinden etkileyen.Kul Yakup sazını kime bırakacağını düşünürken evlenmeyişinin,geride yadigarının olmamasının;babasının Halise'ye vedasının;Yusuf'un kendisini Aylınsız bırakışının kusurlar olduğunu ve bu kusurların "her tercih bir vazgeçiştir" cümlesini haklı çıkarırcasına hayatlarında kilometre taşı olduğunu gördük.Çok içten,candan bir hikayeydi.Dili akıcı ve ilginç söz bağlamları ile yüklüydü.Kültürel değerlere ötekileştirerek yaklaşmaması hele ki Halk Edebiyatından nüveler olması çok etkileyeciydi.
Hem Karslı oluşum hem de babamı yıllar evvel kaybetmiş olmam objektif yaklaşmamı engellemiş olabilir.Kendimle bu kadar sert bir yerden yüzleşmemiştim,aşırı etkilendim.Aşka,sevgiye, sevilmeye saygım katmerlendi...