FAKİR BAYKURT VE ANNESİ O günlerde şimdi herkesin bildiği çayın yeni yeni içilmeye başladığı yıllarmış. Evlerinin önüne açılan kahveden gelen, hoş kokulara dayanamayan Fakir Baykurt bir gün: ''Çay isterim, ille de çay!'' diye tutturmuş, anası oğluna kıyamamış, elinden tutup kahvenin önüne götürmüş, Kahveci Topal Hüseyin'i çağırmış: ''Hüseyin bir
ÜNİVERSİTE senelerden üniversitenin ilk yılları.okula ilk adım atışımda ""ben de sonunda üniversiteli oldum,değişecek miyim,buraya alışacak mıyım,hayatımda ilk defa ailemden ayrı bir dam altında uyuyacağım ve de bütün bir sene boyunca ve de tek başıma..off mu desem oh mu desem.konuşsam ağzım büyür mü,korkunç mu ,daha mı mutlu" gibi
Reklam
Memet vardı, benim bu mahrumiyet bölgesi tepede tek arkadaşımdı. doğru düzgün yaşıtımız çocuk da yoktu zaten,bi ikimiz işte.kız memet derdim, korkağın tekiydi. kurbağa yakalamayı, ağaçtan kılıç yapmayı ,ben öğretmiştim ona.ve de karınca beslemeyi ...karıncalarımız vardı yandaki arsada. önce dedim ki: uzun zaman sadece izleyeceğiz ve hangisinin
Biz kadınları hiç sevmedik! Saçlarını sevdik, hele bir de sarışınsa daha çok sevdik Ağızlarını sevdik, hele bir de şehvetli ve dolgun ise daha çok sevdik. Göğüslerini sevdik... Bacaklarını sevdik, hele bir de sütun gibiyse bayıldık. Kalçalarını sevdik... Gerçekten güzel vücutlu ve "çıtırsa" daha çok sevdik... Yolda, arabada,
514 öğeden 891 ile 514 arasındakiler gösteriliyor.