"و كيف يبقى نور الايمان مع تراكم ظلمات المعاصى Günah karanlıklarının üst üste yığılmasıyla, iman nuru nasıl baki kalır." İmam-ı Rabbani Hz.
Sayfa 295 - Büyük Günah Ehlinin DurumuKitabı okudu
Ehlisünnet mezheplerinin yayılmasının nedenleri
Hanefî mezhebinin hızlı bir şekilde yayılmasının sebebi ise, Ebu Hanife’nin ölümünden sonra samimi olduğu iki öğrencisi Ebu Yusuf ile Muhammed b. Hasan Şeybanî’nin o dönemlerde Harun Reşid’in yakınlarından olmalarıydı. Bunlar, Harun’un hükümetini sağlamlaştırmak için onunla işbirliği içimdeydiler. Zevkine düşkünlüğüyle tanınan Harun, bu iki kişinin izni olmadan hiç kimsenin fetva vermesine veya yargıda bulunmasına izin vermezdi. Onlar da fetva ve yargı makamına, Hanefî Mezhebi’ne mensup olan kadıları atıyorlardı. Böylece âlimlerin en büyüğü Ebu Hanife, mezheplerin en büyüğü de Hanefî Mezhebi sayıldı. Oysaki Ebu Hanife’nin dönemindeki alimler onu kafirlik ve dinsizlikle suçluyorlardı. Ahmed b. Hanbel ve Ebul Hasan Eş’arî, bu şekilde düşünenler arasındaydı.
Reklam
Ehlisünnet mezheplerinin yayılma nedenleri
Şafiî Mezhebi ise yok olmaya doğru yüz tutmuşken bir anda canlanmış ve güç kazanmıştı. Bunun arkasında da yine devlet vardı. Mısır’ın Fatımî Şiası olduğu dönemlerde Selahaddin Eyyubî, Şafiî olmuştu. Selahattin Eyyubî, Şiileri takip ediyor, fişliyor, fırsatını bulunca da koyun gibi boğazlıyordu.
Ehlisünnet mezheplerinin yayılma nedenleri
Hanbelî Mezhebi de Mutasım’ın zamanında Abbasîler tarafından desteklenmeseydi, diğerleri gibi o da yok olup gidecekti. Kuran’ın mahluk olduğuna inanan Ahmed b. Hanbel, bu görüşünden vazgeçerek bir Nasıbî (Ehlibeyt düşmanı) olan Mütevekkil’in yanında büyük bir makam elde etti. Bu mezhep geçtiğimiz yüzyıl, Şeyh Muhammed b. Abdülvehhab’ın zamanında tekrar kuvvet kazandı. Bu gelişme, Muhammed b. Abdülvehhab’ın misyoner sömürgecilerin desteğiyle, Suudi hanedânıyla masaya oturmasıyla başladı. Suudîler, Muhammed b. Abdülvehhab’ın görüşlerini hemen kabul ederek onun mezhebini Arabistan ve Hicaz’a yaydı.
Ehli Sünnet Alimleri
Ehl-i Sünnet ulemaya vurmak, onları gözden düşürmek için her fırsatı kullanacaksın fakat iş mezhepsiz, bid’at ehli, reformist, tarihselci ve daha bilmem neci gibi raydan çıkmış, yoldan sapmış insanlara gelince cevap vermek yerine aman efendim ne olmuş diyerek savuşturmaya çalışacaksın. Bu üsluba ve bu sinsi siyasete aldanmamalıdır.
Sayfa 137Kitabı okudu
Zünnûn-i Mısrî (k.s.) ve Bahaeddin-i Nakşibend (k.s.) hazerâtı ve pek çok büyük veli şu sözü söylemiştir: “Şerîatsiz tarîkat zındıklıktır.” Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’ten asla ayrı düşünülemeyecek olan gerçek tasavvuf; Bâtınîlik, Hurûfîlik gibi sapık cereyanlardan uzaktır. Ehl-i Sünnet çizgisinin muhafazasında ve yayılmasında son derece büyük katkıları bulunan gerçek tasavvuf ehli; Müslümanların kalbî ve ruhî hayatının inkişafında, ahlâkın güzelleştirilmesinde ve erdemli fertlerin yetişmesinde sahâbe döneminden itibaren izlenen yolu izlemiş ve tamamen onlara uymuştur. Gerek i’tikadî gerekse amelî sahada gerçek tasavvuf büyüklerinin eserleri ve görüşleri ortadadır.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.