Her ayrılışta kan kaybı oluyor
Yürek yaşlanıyor yürek uslanıyor
Bu kötü bir şey eski sen değilsin
Kabul etmesen de artık genç değilsin
Öyle kolay kolay birini sevemezsin
Yaralısındır uzağa gidemezsin
Ait olamazsın karar veremezsin
Bu sensin
Artık böylesin…
Geçmişin yükü şimdi toz duman
Bembeyaz defterim, her sayfam
Sen benim alın yazımsın, tamam
Silmeye ne mecal, ne derman
**
Sana ben ezelden geldim, lan
Bi' çağır hele bak, bu yerde durmam
O kara göze, kaşa ben ki kurban
Taşıyor umudum aşkımdan
Hâl ehli kâl (söz) ehline ne demiş:
Dilimiz anlayamaz sûfì bizim kâl ehli Bî-zebân söyleşelim var ise bir hâl ehli
(Dili kalbine inmeyen zahir ehli bizi anlayamaz. Hal ehli biri var ise, gelsin onunla dilsiz konuşalım.)
Zaten o kadar akıllı bir adam da değilimdir. Yalnızca, benim kendime özgü düşüncelerim var. O yüzden insanlar benden uzak dururlar. Hemen can sıkıcı şeyler söylememden çekinirler. Genelde, kendi kendine düşünebilen insanlardan pek hoşlanılmaz.
“Fotoğraflar her zaman gerçeği yansıtmaz. Salyangozun kabuğuna saklandığı gibi sahte gülümseme ardında saklar, saklı tüm yaşanmışlığı ve yaşanmamışlığı. Gülümsemek aslında bazen ne yük bir kabuktur insana. Ve bizler gülümseyerek aldatmayı fotoğraflardan öğreniriz . Gülümsemeyin çekmiyorum.”